Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, YPG’nin Suriye’deki durumuyla ilgili açıklamalarda bulunarak, bu yapının PKK’nın Suriye’deki uzantısı olduğunu vurguladı. Fidan, YPG’nin kendisini Batı’ya DEAŞ’a karşı mücadele eden bir grup olarak tanıttığını, ancak bunun gerçeği yansıtmadığını ifade etti. “YPG, bir terör örgütü olarak orada,” diyen Fidan, bu durumun görünürlüğünü artırmak için çeşitli yollar denediklerini belirtti.
Bakan Fidan, Katar merkezli El Cezire kanalına yaptığı açıklamalarda, YPG’nin gerçek kimliğinin yanlış temsil olduğunu ve bu yanılgının çoğu zaman uluslararası kamuoyunda etkili olduğunu vurguladı. YPG’nin, Batı’nın desteklediği bir unsura dönüştürülmeye çalışıldığını belirterek, “Bu, onların gerçek kimliğinin yanlış temsilidir,” ifadesini kullandı.
Fidan, Türkiye’nin bu mesele üzerinde bağımsız kararlar alacağını belirterek, “ABD bize ‘terör tehdidine karşı aksiyon almayın’ diyemez,” şeklinde konuştu. Bu bağlamda Türkiye’nin, kendi ulusal güvenliğini sağlamak adına gerekirse askeri operasyonlarını sürdüreceğini ifade etti. Fidan, Türkiye’nin Suriye’deki varlığının iki temel amacı olduğunu dile getirdi. Bunlardan ilki, Suriye’den Türkiye’ye yönelik daha fazla kitlesel göçün önüne geçmek, diğeri ise terörle mücadele etmek olarak tanımlandı.
Fidan, Suriye’deki duruma dair endişelerinin sürdüğünü ve bu iki önemli konunun ortadan kalkması durumunda Türkiye’nin Suriye’de kalmayı düşünmeyeceğini açıkladı. Bu ifadeleriyle, Türkiye’nin Suriye politikası ve topraklarındaki varlığına dair önemli bir mesaj vermiş oldu. YPG’nin terör örgütü olarak tanımlanması Türkiye’nin Suriye’deki stratejisini etkileyen önemli bir nokta olarak dikkat çekiyor.
Özetle, Bakan Fidan’ın açıklamaları, YPG’nin gerçek kimliğine dair Türkiye’nin duruşunu net bir şekilde ortaya koymakta olup, uluslararası düzeyde de bu konuda Türkiye’nin yalnız kalmadığını gösteriyor. Fidan’ın sözleri, Türkiye’nin terörle mücadelesinin kararlılığını ve Suriye politikasının temel yönergelerini ifade eden önemli bir açıklama olarak değerlendiriliyor. Bu durum, ilerleyen dönemlerde Türkiye’nin stratejik planlamaları açısından belirleyici bir rol oynayabilir.