Yozgat’ta 30 yıldır hayvan yetiştiriciliği yapan Yusuf Taner Yiğit, bu alandaki zorluklardan ve özellikle çoban sıkıntısından bahsetmektedir. Yiğit, Sorgun ilçesinin Eymir yolu üzerinde, kendi imkanlarıyla inşa ettiği kapalı alanda küçükbaş hayvancılık yapmaktadır. Yıllardır süregelen bu mesleğini, eşi ve oğlunun desteğiyle sürdürmektedir.
Yusuf Taner Yiğit, mesleğine 50 koyunla başladığını ve bu süreçte hayvan sayısını geçmişteki kadar artırmak yerine azaltma yoluna gittiğini belirtmektedir. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri, çoban bulmanın zorlaşması ve gençlerin bu mesleği tercih etmemesidir. Yiğit, Türk halkının çobanlık gibi bir mesleği istemediğini ifade ederken, mevcut neslin hayvancılıktan kaçındığını da dile getirmektedir. “Afganlılar veya Suriyeliler döndüğü zaman memleket bitecek deniliyor. Ama bizim evlatlarımız, bizden sonraki gelen nesiller bu işi neden yapmıyor?” diyerek hayvancılığın geleceği hakkında düşündüklerini aktarmaktadır.
Yusuf Taner Yiğit’in eşine de yer verilmekte; Türkan Yiğit, evlendiği günden itibaren bu işle ilgilendiğini ve çocuklarının da bu mesleği sürdürmesini istediğini vurgulamaktadır. Eşi çoban bulmakta zorluk çektiği zaman sürünün satılmasını istemesine rağmen, kendisi kesinlikle bu fikre karşı çıkmıştır. Ailesinin geçmişten gelen bir meslek olduğunu ve sıkıntılarla baş ederek bu işi sürdürdüklerini anlatmaktadır.
Yusuf Taner Yiğit’in ortanca oğlu Ahmet Yiğit ise üniversite eğitimini tamamladıktan sonra aile mesleğini sürdürme kararı almıştır. Ailesinin yanında bu geleneği devam ettirmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktadır. Ahmet, geçmişten gelen bu birikimin ve deneyimin kendisi için değerli olduğunu ifade etmektedir.
Çobanlık yapan Afganistanlı İbrahim ise çalışma şartlarının iyi olduğunu ve bu işten memnun kaldığını belirtmektedir. Muhammed ise çalıştığı yer, mesleği ve Türkiye hakkında olumlu bir görüş öne sürmektedir. Bu ifadeler, farklı kültürlerden gelen bireylerin bu mesleği nasıl değerlendirdiğini ve Türk toplumundaki çoban sıkıntısının yalnızca insan kaynakları ile değil, aynı zamanda algı ile de ilgili olduğunu göstermektedir.
Tüm bu yaşananlar, Yozgat gibi kırsal bölgelerde hayvancılığın sürdürülebilirliği açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. Zira hem iş gücü bulmakta zorlanan çiftçiler hem de bu mesleği sürdürmekte isteksiz olan genç nesil, tarım ve hayvancılıkta ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Aile boyu süregelen hayvancılığın geleceği, bu mesleğe olan ilginin artması ve genç nesillerin bu işi sahiplenmesi ile yakından ilişkilidir.