Yemen’deki iç savaş, ülkenin farklı bölgelerinde meydana gelen çatışmalarla devam etmektedir. Son olarak, Yemen’in Marib, Cevf ve Taiz şehirlerinde Aden merkezli Yemen hükümetine bağlı ordu güçleri ile Husiler arasında yoğun çatışmaların yaşandığı bildirilmektedir. Bu çatışmalar, özellikle Husilerin Yemen ordusuna ait mevzilere yönelik saldırıları ile başlamıştır.
Bölgedeki çatışmalar, Yemen ordusuna ait “September Net” isimli haber kaynağının askeri kaynaklara dayandırdığı bilgilere göre son 24 saat içinde gerçekleşmiştir. Husiler, Marib, Cevf ve Taiz kentlerindeki ordu mevzilerine yönelik gerçekleştirdikleri saldırılar sonrasında bu çatışmaların başladığı ifade edilmektedir. Husilere bağlı güçlerin cephelerde ilerleme çabaları ise ciddi insani ve maddi kayıplara uğramalarına yol açmıştır. Ancak, bu kayıplara ilişkin henüz kesin bir bilgi verilmemiştir, dolayısıyla durumun ciddiyeti hakkında detaylar oldukça sınırlıdır.
Öte yandan, Husilerin bu çatışmalara ilişkin herhangi bir resmi açıklama yapmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu sessizlik, hem askeri hem de diplomatik alanda sürmekte olan belirsizliğin bir parçası olarak değerlendirilmekte. Diğer yandan, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Yemen’de gerilimin azaltılması için bir çağrıda bulunmuş ve diyaloğa elverişli bir ortamın sağlanması gerektiğini vurgulamıştır. Grundberg, bölgedeki gerilimin çözümü için diplomatik yolların önemine dikkat çekmektedir.
Yemen’deki İran destekli Husi hareketi, Eylül 2014 tarihinden bu yana başkent Sana’yı ele geçirerek bazı bölgelerin kontrolünü sağlamıştır. Bu durum, Yemen’deki iç savaşı daha karmaşık bir hale getirmiştir. Husiler, ülkenin kuzeyinde özellikle stratejik öneme sahip bölgeleri kontrol ederken, aynı zamanda uluslararası alanda tanınan Yemen hükümeti ile de çatışma halinde olmaya devam etmektedirler. Suudi Arabistan’ın öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015 tarihinden itibaren Husilerin ilerleyişini durdurmak ve Yemen hükümetine destek sağlamak amacıyla müdahalelerde bulunmaktadır. Bu çatışmalar, hem yerel halk hem de uluslararası toplum açısından büyük bir insani krize yol açmakta, Yemen’in geleceğini tehdit etmektedir.
Sonuç olarak, Yemen’de devam eden çatışmaların son durumu endişe vericidir. Çatışmaların insani boyutu oldukça vahim bir hale gelmiş, milyonlarca insan temel ihtiyaçlardan mahrum kalmıştır. Yemen’deki bu karmaşık durum, hem yerel hem de uluslararası aktörlerin müdahalesi ile daha da derinleşmekte, bu nedenle uluslararası toplumun da dikkatini çekmektedir. Bölgedeki ateşkes imkanları ve diplomatik çözüm arayışları, insanların hayatta kalabilmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır.