Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye’de su kaynaklarının giderek azaldığına ve bu durumun ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekiyor. Dr. Kesici, son elli yıl içinde Türkiye’de kaybedilen sulak alanların toplamının, neredeyse iki Marmara Denizi büyüklüğüne ulaştığını belirtiyor. Bu durum, su sıkıntısının giderek artan bir sorun haline geldiğini ortaya koyuyor.
2025 yılı itibarıyla Türkiye’nin karşılaşacağı sorunlar arasında kuraklık, kuraklığa bağlı olarak yaşanacak üretim düşüşleri ve ürün kayıpları yer alıyor. Dr. Kesici, suya ulaşım konusunda yaşanacak sorunların ve bu sorunların beraberinde getireceği rahatsızlıkların, gelecekte gündem maddesi olacağını vurguluyor. Ayrıca, bu durumun orman yangınlarıyla da ilişkili olduğunu, dolayısıyla su kaynaklarının azalmasının, doğal yaşam üzerinde yaratacağı tahribatın kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor.
Kuraklık, tarımsal üretimden sağlıklı yaşam alanlarına kadar geniş bir etki alanına sahiptir. Türkiye, tarımda dışa bağımlılığını artıran bir ülke olarak düşünülürse, bu kayıpların tarım sektörüne olan etkisi oldukça önemli olacaktır. Suya erişimdeki zorluklar, tarımsal üretimi tehdit ederken, bu da gıda güvenliği konusunda kaygılara neden olmaktadır.
Yalnızca tarım değil, aynı zamanda sanayi sektörü de suya ihtiyaç duymaktadır. Su kısıtlamaları, sanayi üretimini ve dolayısıyla ekonomik istikrarı da tehdit etmektedir. Dr. Kesici, Türkiye’nin hem doğal kaynaklarının korunması hem de bu kaynakların sürdürülebilirliği için acil önlemler alınması gerektiğini savunuyor.
Özellikle suyu verimli kullanmak, bilinçli tarım uygulamalarını desteklemek ve sulak alanların korunması gibi adımların atılması gerektiğini belirtiyor. Türkiye’nin bu sorunla başa çıkabilmesi için bir dizi strateji geliştirmesi gerektiğini ifade eden uzman, bu konuda kamuoyunun da bilgilendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Su tasarrufu ve sürdürülebilir su yönetimi konularında halkın eğitilmesinin, gelecekte sur sıkıntısını hafifleteceği öngörülüyor.
Sonuç olarak, Dr. Kesici’nin açıklamaları Türkiye’nin gelecekte su kaynakları ile ilgili ciddi bir tehdit altında olduğunu gösteriyor. 2025 ve sonrası için alınacak önlemler, yalnızca doğal hayatı değil, aynı zamanda insan yaşamını da etkileyen bir dizi sorunun çözümü için kritik önem taşımaktadır. Bu bağlamda, hem hükümetin hem de bireylerin, su tasarrufu ve doğal kaynakların korunması konularına dikkat etmeleri büyük önem arz ediyor.