Tunceli Belediyesi’nde önemli gelişmeler yaşanıyor. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak’ın, Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 2022/99 esas sayılı dosya kapsamında “PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası aldığını açıkladı. Bu durum, belediye başkanının görevine bir süreliğine ara vermesine yol açtı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Konak’ın, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2024/1146 sayılı soruşturma dosyası çerçevesinde “PKK/KCK terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla da karşı karşıya olduğu vurgulandı. Mevcut yasal çerçeveye göre, Anayasa’nın 127’inci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’inci maddesi uyarınca, İçişleri Bakanlığı tarafından geçici bir tedbir olarak Konak’ın görevden uzaklaştırıldığı belirtildi.
Bu bağlamda, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45 ve 46. maddelerine dayanarak Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nun Tunceli Belediye Başkan Vekili olarak atanması gündeme geldi. Böylece, Tunceli Belediyesi’nin idaresinin kaymakamlık sistemi üzerinden devam etmesi sağlanmış olacak.
Diğer bir yandan, Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile ilgili olarak da benzer bir durum yaşandı. Açıklamaya göre, Mustafa Sarıgül, Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/99 esas sayılı dosyası çerçevesinde “PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan aldığı 6 yıl 3 ay hapis cezası ile görevden uzaklaştırıldı. Bu durum, yerel yönetimlerdeki siyasi gelişmeleri etkileyebilecek bir sonuç doğurabilir.
Sarıgül’ün görevden uzaklaştırılması sonucu, Anayasa’nın 127’inci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’inci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı’nın almış olduğu karar sonrasında Ovacık Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen, Tunceli Valiliği tarafından Ovacık Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildi. Bu süreç, Türkiye’nin yerel yönetimlerinde yaşanan hukuki ve siyasi gelişmelerin bir uzantısı olarak öne çıkmaktadır.
Tunceli ve Ovacık’taki bu gelişmeler, Türkiye’deki bölgesel ve yerel yönetimlerin hukuki süreçlerinin nasıl işlediğine dair daha geniş bir tartışma yaratmakta. İçişleri Bakanlığı’nın tutumu, yargı süreçleri ile siyasi görevlerdeki geçici tedbirlerin nasıl yürütüleceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Her iki belediye başkanının da durumu, Türkiye’nin demokratik yapısı içinde adalet ve politikaların kesişim noktalarındaki zorlukları gözler önüne sererken, toplumsal dinamiklerin de nasıl etkileneceğini gösterebilir.
Sonuç olarak, Cevdet Konak ve Mustafa Sarıgül gibi yerel yöneticilerin görevden uzaklaştırılması, sadece yerelde değil, genel siyasette de yankı uyandıracak bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, yerel yönetimlerin hukuk çerçevesinde nasıl yönetileceği ve bu süreçlerin toplum üzerindeki etkilerini sorgulatıyor.