1. Haberler
  2. Ekonomi Haberleri
  3. Trump’ın Tarifeleri: Enflasyon ve Resesyon Tehlikesi

Trump’ın Tarifeleri: Enflasyon ve Resesyon Tehlikesi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ABD Başkanı Donald Trump’ın “ekonomik bağımsızlık bildirgesi” olarak ifade ettiği tarifeler, küresel ticarette yeni bir dönemi başlatma potansiyeli taşıyor. Ancak bu durum, ABD ekonomisinde enflasyonist baskıları artıracağı ve ekonomik büyümeyi yavaşlatacağı endişelerini de beraberinde getiriyor.

Trump, “Kurtuluş günü” olarak adlandırdığı 2 Nisan’da, diğer ülkelere karşı karşılıklı tarifelerin uygulanmasını kapsayan bir kararnameyi imzaladı. Bu şekilde, kendisine göre adil olmayan ticaret uygulamalarına son verme hedefinde olduğunu belirtiyor.

Tarife artışları ile yıllık yaklaşık 700 milyar dolara yakın bir gelir elde etmeyi hedefleyen Trump yönetimi, bu gelirle planladıkları vergi indirimlerini finanse etmeyi umuyor.

Ancak birçok ekonomist, bu tarifelerin ithalat maliyetlerini artırarak tüketici fiyatlarını yükseltebileceği ve artan maliyetlerin sonucunda tüketici harcamalarının azalmasının ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

TARİFE NEDİR?

Tarifeler, ticareti düzenleme, yerli üretimi koruma veya gelir artırma amacıyla ithal edilen malların ülkeye girişinde uygulanan vergilerdir. Gümrük vergileri, ithal edilen malların değerinin belirli bir yüzdesi olarak veya parça başına sabit bir miktar şeklinde alınabiliyor.

Mamul malların yanı sıra bileşenler ve hammaddeler gibi ürünlerden de gümrük vergisi alınması, karmaşık tedarik zincirleri düşünüldüğünde üreticilerin maliyetlerini önemli ölçüde artırabiliyor.

Tarifeler, ithal malları daha pahalı hale getirerek tüketicilerin yurt içinde üretilen ürünleri tercih etmelerine neden olabilir. Ancak bu durum, ticaret anlaşmazlıklarına ve tüketiciler için daha yüksek fiyatlara yol açabileceği gerekçesiyle eleştirilmektedir.

Bunun yanı sıra, ülkeler ithalat kotaları, lisanslar, güvenlik standartları ve sınır kontrolleri gibi tarife dışı engeller de koyabilmektedir.

Bir ülke tarafından tarifelerin uygulanması, karşıt bir misilleme olasılığı dolayısıyla ticaret savaşına dönüşme riski taşırken, tarifeler aynı zamanda ülkeler arasında bir müzakere aracı olarak da kullanılabilir.

TRUMP NEDEN TARİFE GETİRİYOR?

Trump, başkanlık döneminin başlangıcında korumacı ticaret politikalarına yönelmişti ve 2024 seçim kampanyasında yeniden göreve gelmesi durumunda yeni gümrük vergileri uygulayacağını açıklamıştı. Sözlükteki en sevdiği kelimenin “tarife” olduğunu vurgulaması dikkat çekiyor.

Trump, hem dost hem de düşman ülkelerden “kazıklandıklarını” öne sürerek tarifelerin Amerikan üretimini canlandıracağını ve yabancı mallara olan bağımlılığı azaltacağını savunmuştu.

Göreve gelmesinin ardından art arda tarifelerle ilgili açıklamalar yapan Trump, fentanil ve göçmenlik krizi gerekçesiyle Kanada, Meksika ve Çin’e yönelik tarifeler getirmiş, otomobil, çelik ve alüminyum gibi sektör bazlı tarifeler için de kararlar almıştı.

Trump, farklı ülke ve sektörleri hedef alarak, ticarette ABD’ye adil davranılmadığını dile getirerek tüm ülkelere karşılıklı tarife uygulayacaklarını bildirmişti.

ABD Ticaret Bakanlığı verileri, ABD’nin ithalatının geçen yıl ihracatını aştığını ortaya koyuyor. Ülke, 4,1 trilyon dolarlık ithalat ile dünyanın en büyük ithalatçısı konumuna gelirken, 3,2 trilyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Beyaz Saray’ın verilerine göre, geçen yıl ABD’nin mal ticaret açığı 1,2 trilyon doları geçti. 2001’de yüzde 28,4 olan ABD’nin küresel üretimdeki payı ise 2023’te yüzde 17,4’e düştü.

DÜN AÇIKLANAN KARŞILIKLI TARİFELERİN DETAYLARI NELER?

ABD için “büyük gün” olarak gördüğü 2 Nisan’da karşılıklı tarifeleri duyuran Trump, bu konuya ilişkin bir kararname imzaladı.

Buna göre, 180’den fazla ülke ve bölgeye getirilen tarife oranlarının yüzde 10 ila 50 arasında değiştiği gözlemleniyor. Ülkenin başlıca ticaret partnerleri için belirlenen tarife oranları Avrupa Birliği’nde yüzde 20, Çin’de yüzde 34, Vietnam’da yüzde 46, Tayvan’da yüzde 32, Japonya’da yüzde 24 ve Hindistan’da yüzde 26 biçiminde belirlenmiştir.

Türkiye, Birleşik Krallık, Brezilya, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Yeni Zelanda, Mısır ve Suudi Arabistan gibi ülkeler için ise yüzde 10 gümrük vergisi uygulanması öngörülüyor.

Öte yandan, Rusya, Küba, Belarus ve Kuzey Kore gibi ülkelerin karşılıklı tarifelere tabi olmadığı görüldü. Yetkililerin açıklamalarına göre, bu ülkeler yaptırımlar nedeniyle ABD ile anlamlı bir ticaret gerçekleştiremiyor ve halihazırda yüksek tarifelere maruz kaldıkları ifade ediliyor.

Trump’ın tarifeler listesinde yer alan bazı ülkeler ise dikkat çekici bir tartışma konusu oldu. Örneğin, insan nüfusunun bulunmadığı Heard ve McDonald Adaları bu listeye girmesiyle öne çıkıyor.

Tüm ülkelere uygulanan yüzde 10’luk temel gümrük vergisinin 5 Nisan’da, ülkelere özel olarak belirlenen daha yüksek tarifelerin ise 9 Nisan’da devreye gireceği bildirildi.

TARİFELER NASIL HESAPLANDI?

Trump, karşılıklı tarifelerle ilgili açıklamalarında, ABD’den ne kadar tarife alınırsa o kadar tarife uygulanacağını ve bu tarifelerin adil olacağı iddiasında bulunmuştu.

Tarifelerde esneklik olabileceği mesajını veren Trump, ülkelerin ABD’ye uyguladığı tarife oranlarının dikkate alınarak bir hesaplama yapılacağını belirtmişti. Ayrıca, katma değer vergileri, sübvansiyonlar ve döviz manipülasyonu gibi konuların da hesaplamalara dahil edileceği ifade edilmişti. Ancak analistler, ABD’nin muhtemelen sadece dış ticaret açığına dayalı hareket ettiğini öne sürüyor.

Beyaz Saray, her ülkenin uyguladığı daha yüksek tarife oranlarının, ABD’den alınan miktarın yaklaşık yarısı kadar olacağını belirtmişken, pazar payı bu miktarın nasıl belirlendiği konusundaki belirsizlikleri artırdı.

%10’luk temel gümrük vergisi uygulanan ülkelerin, ABD’nin ticaret fazlası olduğu ülkeler olduğuna dikkat çekiliyor.

ABD’nin kendisine uygulandığını ileri sürdüğü tarife oranlarının, bir ülkeye verilen açığın toplam ithalata bölünmesiyle elde edilen orana oldukça yakın olduğu, hesaplamalarda sadece açığın dikkate alındığını düşündürmektedir.

TARİFELER NE KADAR SÜRE UYGULANACAK?

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, tarifelerin, Başkan Trump’ın ticaret açığı ve bunun temel sebebi olan adil olmayan uygulamaların oluşturduğu tehdidin çözüldüğüne ya da hafifletildiğine karar verilene kadar devam edeceği ifade edildi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, tarifelerin açıklanmasından bir gün önce Başkan Trump’ın “her zaman iyi bir müzakereye hazır olduğunu” belirterek müzakerelere kapıyı aralık bırakmıştı.

TARİFELERDEN NE KADAR GELİR ELDE EDİLECEK?

ABD yönetimi, tarifeler aracılığıyla yıllık yaklaşık 600 ila 700 milyar dolar arasında gelir elde edileceğini öngörüyor.

Trump’ın ticaret ve üretimden sorumlu kıdemli danışmanı Peter Navarro, 30 Mart’ta yaptığı açıklamada, tarifelerin yılda yaklaşık 600 milyar dolar, on yıl içinde ise 6 trilyon dolarlık gelir sağlaması bekleniyor. Otomobil tarifelerinin ise yıllık 100 milyar dolar gelir getireceği belirtiliyor.

ABD’deki yerli üreticileri temsil eden The Coalition for a Prosperous America’nın 2024 tarihli analizine göre, ABD’nin ithalatına uygulanan yüzde 10’luk evrensel bir gümrük vergisinin, gelir vergisi indirimleriyle birlikte 728 milyar dolarlık ekonomik büyüme ve 2,8 milyon yeni istihdam yaratması öngörülmektedir.

Analize göre, tarifelerin ABD Hazinesi’ne 263 milyar dolar gelir sağlayacağı, bu gelirin düşük gelirli hanelere 1200 dolarlık vergi iadesi yapımı için kullanılacağı belirtilirken, orta gelirli hanelere ise gelirinin yüzde 3-4’ü oranında vergi iadesi yapılması planlanıyor. Söz konusu tarifelerin hanehalkı gelirini ise yüzde 5,7 artıracağı savunuluyor.

TARİFELERİN ABD’Lİ TÜKETİCİLERE ETKİSİ NE OLACAK?

Tarifelerden kaynaklanan maliyetler genellikle son tüketiciye yansıtılmakta ve bu durum ABD’de yaşam maliyetlerinin artmasına yol açabileceği endişeleri taşımaktadır.

Yale Üniversitesi’nin Bütçe Laboratuvarı tarafından yapılan bir analiz, ABD’deki ortalama efektif tarife oranının yüzde 22,5’e yükselerek 1909’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını göstermektedir.

Analiz, tarifelerin enflasyonu artıracağı ve ABD’de hane halkı başına ortalama 3 bin 800 dolara mal olabileceği tahminini içeriyor.

Anderson Economic Group’un analizinde ise Trump’ın otomobil ithalatına getirdiği yüzde 25’lik gümrük vergisinin etkisi üzerinde durulmakta. Bu bağlamda, otomobil tarifelerinin en düşük maliyetli Amerikan arabalarına ek olarak 2 bin 500 ile 5 bin dolar, bazı ithal modellere ise 20 bin dolara kadar ek maliyet getirmesi bekleniyor. Otomobil tarifelerinin Amerikalı tüketicilere etkisinin ise ilk yıl için 30 milyar dolara malolacağı öngörülmekte.

Bu arada, yıllık enflasyon oranı ABD’de hala Fed’in uzun vadeli yüzde 2 hedefinin üzerindedir ve şubat ayı itibarıyla aylık %0,2, yıllık %2,8 olarak kaydedilmiştir.

Boston Fed’in tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisi üzerine gerçekleştirdiği bir analiz, tarife artışlarının enflasyonda 1,4 ila 2,2 puanlık bir artışa neden olabileceğini öngörmektedir. Bu durum, enflasyonla mücadele eden Fed’in işini daha da zorlaştıracak gibi görünmektedir.

Trump’ın görevine başladığı 20 Ocak’tan beri tarife söylemleri, ABD’de tüketici güvenini düşürdüğü, enflasyon beklentilerini ise artırdığı gözlemlenmektedir.

Michigan Üniversitesi tarafından ölçülen tüketici güven endeksi, martta 57,9’a inerek Kasım 2022’den bu yana en düşük seviyesine gerilerken, tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi ise yüzde 4,9’a çıkarak aynı dönemdeki en yüksek seviyesini kaydetmiştir.

TARİFELERİN ABD EKONOMİSİNİN BÜYÜMESİNE ETKİSİ NE OLACAK?

Trump’ın tarifeleri, ABD ekonomisinin büyüme performansını olumsuz etkilemesi beklenmektedir. Artan maliyetler ve azalan tüketici harcamalarının ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceği ifade ediliyor.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, ABD ekonomisinin 2025 yılı büyümesinin, beklenenden daha yüksek gümrük vergileri nedeniyle mart ayında öngörülen yüzde 1,7’den daha yavaş olacağını öngörmektedir.

Oxford Economics’in analizine göre, ABD’nin GSYH büyümesinin bu yıl yüzde 1,4 olması bekleniyor. Ülkenin resesyondan kaçınmış olmasına rağmen, tarifelerin mevcut haliyle devam etmesi durumunda resesyona girme ihtimalinin artacağı değerlendiriliyor.

Tax Foundation’un değerlendirmesi, Trump’ın tarifelerinin gelecek 10 yıl içinde yaklaşık 3,2 trilyon dolar gelir yaratabileceğini, ancak ABD’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasını (GSYH) yüzde 0,8 oranında azaltabileceğini öngörüyor.

ABD Ticaret Bakanlığı’na göre, ülke ekonomisi 2024’te yüzde 2,8 büyüme gerçekleştirmişti.

TARİFELER AMERİKAN PİYASALARINI NASIL ETKİLEDİ?

Trump’ın tarifeleri, ticaret savaşı kaygıları ile ABD’de resesyon endişelerini artırarak borsa piyasalarında sert düşüşlere yol açtı.

Dow Jones endeksi, son günlerde 1600 puanın üzerinde değer kaybetmiş ve yüzde 3,98 gerilemiştir. Nasdaq endeksindeki kayıplar 1000 puanı aşmış, yüzde 5,97 düşüş göstermiştir. S&P 500 endeksi ise yüzde 4,84 gerileyerek kayıplar yaşamıştır.

S&P 500 ve Nasdaq endeksleri, 2020’den bu yana en büyük günlük kaybını yaşadı. ABD piyasalarından yaklaşık 3 trilyon dolar silinmiş durumda.

Yatırımcılar, riskli varlıklardan kaçarak güvenli limanlara yönelirken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi ise yaklaşık 16 baz puan azalarak yüzde 4,03’e geriledi. Dolar endeksi ise yüzde 1,7 kayıpla 102,07 seviyesine indi.

Tahvil sarsıntısının yaşandığı piyasalarda “muhteşem yedili” olarak adlandırılan şirketlerin hisseleri de düşüş yaşadı. Alphabet’in hisseleri yüzde 3,92, Amazon’un hisseleri yüzde 8,98, Apple’ın hisseleri yüzde 9,25, Meta’nın hisseleri yüzde 8,96, Microsoft’un hisseleri yüzde 2,36, Nvidia’nın hisseleri yüzde 7,81 ve Tesla’nın hisseleri yüzde 5,47 geriledi.

Vietnam, Endonezya ve Çin gibi büyük üretim merkezlerine yansıyan yüksek tarifeler, özellikle giyim sektöründe faaliyet gösteren perakende şirketlerinin hisselerinde kayıplara neden oldu. Nike’ın hisseleri yüzde 14,44, Ralph Lauren’in hisseleri ise yüzde 16,27 değer kaybetti.

İthal ürünler satışı gerçekleştiren perakendecilerden Five Below’un hisseleri yüzde 27,81, Dollar Tree’nin hisseleri ise yüzde 13,34 düştü.

Artan ekonomik kaygılar, bankacılık hisselerinde de düşüşe neden oldu. Citigroup’un hisseleri yüzde 12,10, Bank of America’nın hisseleri yüzde 11 ve JPMorgan Chase’in hisseleri yüzde 6,97 geriledi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Trump’ın Tarifeleri: Enflasyon ve Resesyon Tehlikesi

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.