Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Resmi Gazete’nin 20 Ekim 2023 tarihli sayısında, “Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” yayınlayarak önemli düzenlemelere gitti. Bu değişiklikler, artan Türk Lirası (TL) mevduat payının dikkate alınarak atılan sadeleşme adımlarını içermektedir. Merkez Bankası’nın aldığı bu kararlar, finansal piyasalarda dalgalanmaları etkilemeyi amaçlamaktadır.
Yapılan düzenlemelerle, TL mevduat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları ve yabancı para (YP) mevduatlar için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranları değişikliğe uğradı. Özellikle kısa vadeli TL mevduatlar için zorunlu karşılık oranı yüzde 15’ten yüzde 17’ye yükseltildi. Diğer yandan, yabancı para mevduatları için TL olarak tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı ise yüzde 5’ten yüzde 4’e düşürüldü. Bu düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle birlikte, zorunlu karşılıklar 6 Aralık 2024 tarihinde tesis edilecektir. Bu değişiklikler, piyasalardaki likidite durumunun yeniden değerlendirilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Ayrıca, TCMB’nin yeni tebliğ kapsamında tüzel kişi TL mevduat payı hedefinin kaldırıldığı bilgisi verildi. Bu durum, özellikle ticari bankalar açısından bazı değişiklikleri beraberinde getirecektir. Tüzel kişiliklerin mevduat yönetiminde bir esneklik sağlanması, bankaların stratejilerini gözden geçirmesi gereken bir süreç olarak öne çıkmaktadır.
Kur korumalı mevduat hesapları (KKM) ile ilgili de önemli bir güncelleme yapıldı. KKM’de TL’ye geçiş ve yenileme oranı hedefi, yüzde 75’ten yüzde 70’e düşürüldü. Bu durum, enflasyon karşısında TL’nin değer kaybını önlemek amacıyla hayata geçirilmiş olan bu mekanizmanın gelecekte daha esnek bir yapıya kavuşturulmasını sağlamaktadır. Bu düzenlemelerin amacı, ekonomide istikrarı artırmak ve TL’nin kullanımını teşvik etmektir.
Sonuç olarak, TCMB tarafından yapılan bu düzenlemeler, Türkiye’nin mali yapısını güçlendirmeyi hedeflemektedir. Artan TL mevduat payı, piyasaların ihtiyaçlarına göre şekillenen bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. Bankaların zorunlu karşılık oranlarındaki bu değişiklikler, piyasalardaki likiditeyi kontrol altında tutma çabası olarak yorumlanmaktadır. TCMB’nin attığı adımlar, hem yerel hem de uluslararası finansal çevreler tarafından yakından izlenmektedir. Ekonomik istikrarın sağlanması için atılan bu adımlar, piyasalarda daha geniş bir etki oluşturabilecektir.