Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yabancı para ticari krediler için aylık büyüme sınırını yüzde 1,5’ten yüzde 1’e düşürdü. TL cinsinden ticari kredilerde ise büyüme sınırlarını farklılaştırarak KOBİ kredileri için yüzde 2,5, diğer ticari krediler içinse yüzde 1,5 olarak belirledi. Bu değişikliklerin, ülkenin makroihtiyati çerçevesi kapsamında kredi büyümesini düzenlemek amacıyla gerçekleştirildiği ifade edildi.
TCMB tarafından yapılan resmi duyuruda, kredi büyümesi ve kredi kompozisyonunun dezenflasyon süreciyle uyumlu olmasını sağlamak amacıyla yeni düzenlemelerin getirildiği belirtildi. Özellikle, yabancı para ticari kredilerin büyüme sınırının düşürülmesi, piyasalarda finansal istikrarı sağlama çabalarının bir parçası olarak yorumlanıyor. Ekonomik durumu desteklemek ve döviz kurlarındaki dalgalanmaları minimize etmek amacıyla bu tür düzenlemeler, TCMB’nin stratejileri arasında önemli bir yer tutuyor.
Yapılan açıklamada, Türk lirası ticari kredilerdeki farklılaştırmanın, KOBİ’lerin finansal erişimini artırmayı ve Türk ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunmayı amaçladığı vurgulandı. Ayrıca, KOBİ’lere sağlanacak olan Türk lirası kredilerin büyüme sınırının belirli koşullar altında muaf tutulması da, bu kesimin gelişimine destek sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiş önemli bir düzenleme olarak öne çıkmaktadır.
KOSGEB desteği veya uluslararası kalkınma finans kurumu kaynakları ile sağlanan Türk lirası kredilere yönelik muafiyet uygulaması, KOBİ’lerin sürdürülebilir projeleri desteklemesine olanak tanıyacak şekilde tasarlanmıştır. Bu tür desteklerin, KOBİ’lerin yatırımlarını artırmalarına ve istihdam yaratmalarına önemli katkı sağlaması beklenmektedir.
Sonuç olarak, TCMB’nin gerçekleştirdiği bu düzenlemeler, Türk ekonomik yapısının güçlendirilmesi, kredi büyümesinin sağlıklı bir düzeyde tutulması ve KOBİ’lerin finansmana erişiminin artırılmasına yönelik atılan önemli adımlar arasında yer almaktadır. Yüzde 1’lik yabancı para kredi büyüme sınırı ve Türk lirası kredilerdeki yeni düzenlemeler, bankaların kredi verme süreçlerini etkilerken, genel olarak finansman koşullarının iyileştirilmesine yönelik bir çaba olarak değerlendirilmektedir.