Suriye’nin bankacılık sektörü, ekonomik yaptırımların neden olduğu zorluklarla karşı karşıya kalmakta. Ülkedeki istikrarsız ekonomik durum, yeniden yapılandırılmaya çalışan çeşitli sektörleri olumsuz etkilemekte. Yerel kurumlar ve uluslararası ajanslar tarafından hazırlanan raporlar, Avrupa Birliği (AB) ve ABD yaptırımlarının kaldırılmasının veya hafifletilmesinin önemini ön plana çıkarırken, özellikle bankacılık sektöründe uygulanan yaptırımların yatırım piyasasının toparlanmasını büyük ölçüde engellediğini göstermektedir.
24 KURULUŞ YAPTIRIM LİSTESİNDEN ÇIKTI
Şam Üniversitesi’nden Abdul Razzaq Hassani, Suriye bankacılık sektörüne dair şu uyarılarda bulundu: “Suriye bankacılık sektörü, küresel finans sisteminden tamamen izole bir şekilde işlem yapmıyor. Faaliyetlerinin önemli bir bölümü, uluslararası işlemler ve yatırımları finanse etme gibi hizmetlerden oluşmakta. Bu işlemler, küresel SWIFT sistemi aracılığıyla gerçekleşiyor ve yaptırımların devam etmesi, hayati finansal işlemlerin gerçekleştirilmesinde ciddi engeller oluşturuyor. Geçtiğimiz ay, İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Merkez Bankası ve birkaç banka ile petrol şirketini de kapsayan 24 Suriye kuruluşunu yaptırım listesinden çıkardı ve bu kuruluşlar artık varlık dondurmalara tabi olmayacaklar.”
ÜLKEDE FAALİYET GÖSTEREN BANKALAR
Hazırlanan raporlarda, Esad Ailesi’nin yönetimi boyunca bazı modernizasyon çabalarına rağmen kamusal bankacılık sektörünün yapısal yönetim sorunlarıyla mücadele ettiği ifade ediliyor. Suriye’nin kamusal bankacılık sektörünün, 1888 yılında kurulan Tarım Kooperatif Bankası’na dayandığı belirtilirken, şu anda 6 devlet bankası, 2 kredi ve 1 bireysel finans bankası faaliyet göstermekte. Esad rejimi, 2002 yılında özel ve ortak bankaların kurulmasına izin veren bir yasa çıkararak özel bankacılığı meşrulaştırmış ve yabancı bankalara lisans vermiştir. Ayrıca, 2004-2023 yılları arasında toplamda 11 özel banka ve 4 İslami banka da hizmet vermeye başlayarak sektördeki varlığını sürdürmektedir.
BANKACILIK SEKTÖRÜNDEKİ YETERSİZLİKLER
Hassani’nin görüşlerine yer verilen raporda, bankacılık sektöründeki gerilemenin yalnızca yaptırımlardan kaynaklanmadığı, zayıf yönetim ve kamu bankalarındaki uzmanlık eksikliği gibi sorunlar da ortaya konulmaktadır. Suriye’deki bankacılık sistemi, yetersiz uzmanlık, düşük ücretler ve güncel olmayan yazılım sistemleri gibi unsurlardan da olumsuz etkilenmektedir. İslami bankalar hariç pek çok bankanın sermayesinin sınırlı olduğu belirtilmekte ve bu durum, büyük ölçekli yatırım ve finansman projelerini hayata geçirmeyi zorlaştırmaktadır.
GÜVENİN AZALMASI
Raporda şu ifadeler yer almakta: “Bir bankaya büyük meblağlar yatırıldığında, günlük para çekim limiti sadece birkaç milyonla sınırlıdır. Önemli miktarda para çekme işlemine ise Merkez Bankası onayı gerekmektedir. Bu tür kısıtlamalar, net bir plan veya kamu gerekçesi olmadan yapıldığında, kamu güvenini zedeler. Hükümet ve bankacılık otoritelerinin bu zorluklara kararlı bir yanıt vermesi gerekmektedir. Suriye bankacılık sektörüne güvenin yeniden tesis edilmesi için yaptırımların kaldırılması yönündeki taleplerin sürdürülmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca geçiş hükümetinin, yeniden yatırım çekebilmek için şeffaf bir maliye ve bankacılık politikası geliştirmesi gerekmektedir.”

İSLAMİ BANKACILIĞIN GELİŞİMİ
Öte yandan, Reuters’in son haberine göre, eski Merkez Bankası yetkilisi Maysa Sabreen, “Merkez Bankası’nın devlet bankalarını yeniden yapılandırma ve geleneksel bankaların İslami şubeler açmasına izin verme sürecinde olduğunu” ifade etmişti. Ayrıca, Merkez Bankası bağımsızlığını artırmak ve para politikası kararlarında daha fazla özgürlük sağlamak amacıyla Merkez Bankası yasasında değişiklik yapılacağına dair bir taslak hazırlanıldığı bilgisi de aktarılmıştır.
Kaynak: Web Özel