Dünya, bir kez daha bir salgın tehdidiyle alarm durumuna geçti. Ruanda Sağlık Bakanlığı, 29 Kasım itibarıyla ülkede görülen “Marburg virüsü” salgınıyla ilgili olarak en az 66 kişinin enfekte olduğunu ve 15 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Marburg virüsü, sıklıkla ölümcül olan ve daha iyi bilinen Ebola virüsü ile ilişkili bir virüs olarak dikkat çekiyor. Bu virüs, enfekte olan bireylerin kan damarlarını zarar vererek vücutlarının çeşitli bölümlerinden, gözler dâhil, kanamanın gerçekleşmesine neden oluyor.
Marburg virüsünün belirtisi olarak beş güne kadar süren yüksek ateşin ardından, hastalarda kan damarlarında hasar oluşmaya başlar. Bu durum, iç kanama, kafa karışıklığı ve saldırganlık gibi psikolojik semptomlarla birlikte burun, diş eti, vajina, göz, ağız veya kulaklardan sürekli kanamaya yol açmaktadır. Ekim ayında, Dünya Sağlık Örgütü Ruanda’ya yapılacak seyahatler hakkında bir dizi uyarıda bulundu. Ayrıca, İngiltere’nin ulusal halk sağlığı kurumu, Ruanda’ya gidecek olanların cenaze törenlerine katılmaktan veya vahşi hayvanlarla temastan kaçınmaları gerektiğini bildirdi. Bu hastalık, son hafta içerisinde küresel sağlık uzmanlarını endişelendiren birçok virüsten sadece bir tanesi olarak öne çıkıyor.
Ayrıca, maymun çiçeği virüsünün yakın zamanda İngiltere ve Kaliforniya’da görüldüğü bildirildi. Marburg virüsü, ilk kez 1967 yılında Almanya’nın Marburg ve Frankfurt şehirleri ile o dönem Yugoslavya’nın başkenti Belgrad’da çıkan salgınla tespit edilmiştir. Marburg virüsü, Filovirüsler adı verilen ve ölümcül Ebola’yı da içeren bir mikroorganizma ailesinin bir parçasıdır. İngiliz sağlık kuruluşlarına göre, Marburg ve Ebola virüsleri klinik olarak neredeyse ayırt edilemez durumdadır.
Bu virüsün insanlara genellikle meyve yarasaları aracılığıyla bulaştığı ve vücutta 21 güne kadar (ortalama olarak beş ila dokuz gün) semptom göstermeden sessizce kuluçkalanabileceği düşünülmektedir. Tedavi edilmezse Marburg virüsü genellikle ölümcül bir seyir izlemekte ve tahmini vaka ölüm oranı yaklaşık %62 civarında olmaktadır. Resmi bir tedavi yöntemi henüz bulunmamış olsa da, araştırma aşamasında olan potansiyel aşıların varlığı dikkat çekiyor.
Sonuç olarak, bu tür virüs tehditlerinin artması, dünya genelinde sağlık sistemlerini zorlamaya ve halk sağlığına karşı ciddi tehditler oluşturmaya devam ediyor. Özellikle Marburg ve Ebola gibi ölümcül virüslerin yayılma potansiyeli, hem ulusal hem de uluslararası sağlık kuruluşlarını harekete geçirmekte. Sağlık uzmanları, bu tür salgınların önlenmesi ve kontrol altına alınması için sürekli araştırma ve Tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.