Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), yayıncı kuruluş SZC TV‘de yayınlanan “Aklın Yolu” programında yaşanan bazı olaylar nedeniyle ciddi tedbirler aldı. RTÜK, programda yer alan bazı ifadelerin toplumda endişe yaratabilecek nitelikte olduğuna karar verdi ve bu nedenle ilgili yayına çeşitli cezalar uyguladı. Kurul, %5 oranında idari para cezası verilmesine ve programın beş kez durdurulması yönünde müeyyide uygulanmasına hükmetti.
RTÜK, bu kararları alırken, yapılan açıklamalara dayanak teşkil eden detaylı bir inceleme raporunu da ele aldı. Bu rapor, Türker Ertürk‘ün programda yaptığı konuşmalara dair önemli bilgileri içeriyordu. Sunuculuğunu Serap Belovacıklı‘nın üstlendiği “Aklın Yolu” programında, Ertürk’ün yaptığı bazı açıklamaların, halkı sokağa çağırdığı ve iktidarın seçimleri kaybetmesi durumunda Türk Silahlı Kuvvetleri aracılığıyla darbe yapabileceği imasında bulunduğu belirtildi.
Kurul tarafından yapılan değerlendirmede, Ertürk’ün ifadelerinin 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesindeki “Toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz” ifadesini ihlal ettiği vurgulandı. Bu durum, RTÜK’ün Türkiye’deki medya kuruluşlarının toplumsal barışa katkı sağlaması ve nefret söylemine karşı durması yönündeki misyonu açısından kritik bir durum olarak değerlendiriliyor. Yasa çerçevesinde gerçekleştirilen ihlaller, yayıncı kuruluşların cezalandırılması ve gerekli tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Ayrıca, RTÜK tarafından alınan kararlar yalnızca söz konusu programla sınırlı kalmamış; SZC TV‘nin kullandığı logonun, RTÜK’e bildirilen logodan farklı olduğu da tespit edilmiştir. İzinsiz logo değişikliği nedeniyle de medya kuruluşuna ayrıca bir idari para cezası verilmesi gündeme gelmiştir. Bu durum, medya kuruluşlarının RTÜK düzenlemelerine uyma zorunluluğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Toplantı sonucunda alınan kararlar, RTÜK’ün medya düzenlemesi konusunda kararlılıkla uygulamalarını sürdürdüğünü ve toplumsal huzuru tehdit eden unsurlara karşı sıfır tolerans politikası benimsediğini gösteriyor. RTÜK, farklı mecra ve kanallar üzerinden toplumu bilinçlendirme amacıyla gerçekleştirdiği denetimleri ve müdahaleleri titizlikle sürdürmekte. Bu bağlamda, medya kuruluşlarının ilettikleri içeriklerin halk üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak gerekli düzenlemeleri sağlamak adına aktif bir rol üstleniyor.
Sonuç olarak, SZC TV ile ilgili tenkit alan konular RTÜK’ün titiz çalışmaları ve medya etiği ile ilgili kararlılığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, medya kuruluşlarının sorumlulukları ve toplum üzerindeki etkileri açısından daha dikkatli olması gerektiği mesajını vermektedir. Bu durum, RTÜK’ün toplum içerisindeki huzuru koruma görevini ne denli önemsemekte olduğunu bir kez daha gösteriyor.
