Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in acılı babası Nizamettin Kabaiş, kızının intihar ettiğine inanmadığını ifade etti. Rojin’in kaybolmasının ardından geçen süre zarfında yaşanan üzücü gelişmeler, ailesi ve yakınları için büyük bir yıkım olmuştu. Nizamettin Kabaiş, kızının kaybolma sürecini ve ardından yaşananları derin bir üzüntüyle hatırlayarak, “Kızım intihar etmedi,” dedi.
Rojin’in hayatına son verdiğine dair tüm iddialara karşı çıkarken, babası Nizamettin Kabaiş, toplumsal bir mesele olan kadına şiddet konusuna da dikkat çekti. “Kadına şiddete ben de karşıyım. Kadına şiddet yapanların en ağır cezası neyse, onlara verilsin,” diyerek bu suçların cezasız kalmaması gerektiğini vurguladı. Bu sözlerle birlikte, Rojin’in öldüğü günlerin ruhsal yükü ve her kadının toplumda bir çiçek gibi korunması gerektiği fikrini dile getirdi.
Nizamettin Kabaiş, “Bütün kadınlar çiçektir, anadır, bacımızdır, ablamızdır. Hepimiz onlara sahip çıkalım,” diyerek toplumda kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve kadın haklarının korunması için herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini belirtti. Bu tür olayların önüne geçmek için sadece devletin değil, bireylerin de sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.
Rojin’in ailesi, kızlarının kaybolmasıyla ilgili endişelerini her fırsatta dile getirerek, etkin bir arama çalışması yapılmasını istemişti. Rojin’in cansız bedeninin bulunması, ailesinin kalbinde bir yara açarken, toplumsal duyarlılığı bir kez daha artırdı. Rojin’in akıbetinin hâlâ belirsiz olduğu günlerde, kadına yönelik şiddet ve kaybolma olaylarının önlenmesi gerektiği konusunda toplumda bir bilinç oluşturma çabaları hız kesmeden devam etti.
Bu olay, sadece Rojin Kabaiş’in ailesini değil, tüm Türkiye’yi derinden etkileyen bir trajedi haline geldi. Nizamettin Kabaiş, kızının anısını yaşatmak ve benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması için elinden geleni yapacağını belirtti. “Bütün kadınların hayatı değerlidir ve her türlü şiddete karşı sesimizi yükseltmeliyiz,” diyerek toplumun daha bilinçli bir şekilde hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi.
Rojin’in kaybolmasının ardından sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar ve yürütülen kampanyalar, gençlerin ve kadınların güvenliği konusunda daha fazla adım atılması gerekliliğini ortaya koydu. Bu tür trajedi örneklerinin, duyarlılığımızı artırması ve zamanla önleyici tedbirlerin alınmasına yardımcı olması gerektiği düşünülüyor.
Sonuç olarak, Rojin Kabaiş’in trajik ölümü, bir kez daha toplumda kadına karşı yapılan şiddetin artışını ve buna karşı duyarlılığın önemini gözler önüne sermektedir. Nizamettin Kabaiş’in çağrısı, yalnızca kişinin değil, tüm toplumun kadına sahip çıkması gerektiğinin altını çizmektedir. Kadın hakları ve şiddeti önleme konusunda daha fazla konuşulması ve eyleme geçilmesi gerektiği konusunda kamuoyunda bir anlayış birliği sağlanması hayati önem taşımaktadır.