Rojin Kabaiş’in Vefatı Üzerine Ortak Açıklama
Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için, Türkiye’nin farklı bölgelerinden 10 baro tarafından ortak bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Bu tür trajik olayların arka plandaki etkileri ve yaşanan sürecin daha da aydınlatılması amacıyla yapılan açıklama, adaletin sağlanması ve kaybolanların akıbetinin aydınlatılması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Açıklamada, Rojin Kabaiş’in dosyası üzerindeki kısıtlılık kararının kaldırılması gerektiği vurgulandı. Barolar, bu kısıtlılık kararının, olayla ilgili araştırmanın etkili bir şekilde ilerlemesini engellediğine dikkat çekerek, dosyadaki eksikliklerin tespit edilmesinin ve gerekli önlemlerin alınmasının daha kolay hale geleceğini ifade etti.
Rojin Kabaiş’in kaybolması, Türkiye’de kadınların güvenliği konusunda derin bir endişe yaratmış, sosyal medya ve toplumsal platformlarda geniş yankı uyandırmıştı. Kaybolduğu tarihten itibaren aile ve arkadaşları, Rojin’in bulunması için büyük bir çaba göstermişti. Ancak, 18 gün boyunca süren aramalar sonucunda üzücü bir haberle karşılaştılar. Kabaiş’in cansız bedeni, kaybolduğu bölge yakınlarında bulundu. Bu durum, onun hayatına son veren nedenlerin ve tasnifin araştırlması noktasında bir zorunluluk doğurdu.
Bölgedeki baroların ortak açıklaması, yalnızca bu durumu değil, aynı zamanda benzer olayların önlenmesi için üzerinde durulması gereken konuları da gündeme getirdi. Toplumun her kesiminden üyelerin desteğiyle yapılan bu açıklama, adaletin sağlanması ve kaybolan bireylerin durumunun toplumsal bilince kazandırılması açısından oldukça önemli. Barolar, Rojin’in acısının ve kaybının yalnızca aileyle sınırlı kalmayıp, toplumun her kesimini derinden etkilediğini belirttiler.
Böyle trajik durumların tekrarlanmaması için, adli süreçlerin daha şeffaf ve hızlı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade eden baro temsilcileri, aynı zamanda eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılmasının önemine de vurgu yaptılar. Bireylerin, özellikle kadınların, güvenliklerinin sağlanması için sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini ilettiler. Sadece cezai yaptırımların değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık ve çözüm odaklı yaklaşımın da şart olduğu belirtildi.
Kaybolan bireylerin bulunması ve özellikle kadınların güvenliği konusundaki hassasiyetin arttırılması, sadece hukukun değil, toplumun da ortak sorumluluğudur. Bu bağlamda, baroların ortak çağrısı, adaletin sağlanmasında gerçek bir değişim yaratmak adına atılacak önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Rojin Kabaiş’in vefatından sonra yaşanan bu süreç, benzer trajedilerin önüne geçmek için hepimize düşen görevleri hatırlatıyor.