Panama Devlet Başkanı’ndan Trump’a Yanıt
Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump‘ın, Panama Kanalı’nın ABD’ye geri verilmesi talebinde bulunabileceğine dair yaptığı açıklamalara karşı sert bir yanıt verdi. Mulino, “…Panama Kanalı Panama’ya ait ve öyle kalacak.” ifadesiyle, Panama Kanalı’nın egemenlik haklarının tartışılmasına asla izin vermeyeceklerini belirtti.
Bu gelişme, Panama’nın tarihi perspektifi içinde kritik bir öneme sahiptir. Panama Kanalı, 20. yüzyılın başlarından itibaren stratejik bir su yolu olarak global ticarette büyük bir rol oynamaktadır. Kanal, 1904 yılında inşasına başlandığı günden bu yana, 1977 yılında yapılan Torrijos-Carter Antlaşması ile Panama’nın egemenliğine geçmiştir. Bu antlaşma, ABD’nin Kanaldaki askeri varlığını sona erdirmiş ve 1999 yılında Panama yönetimine devredilmiştir. Dolayısıyla, Mulino’nun açıklaması, ülkesinin ulusal çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını göstermektedir.
Mulino’nun açıklaması, ayrıca bölgedeki diğer ülkelerle ilişkilerini de etkileyebilir. Trump’ın konuya dair daha önceki söylemleri, özellikle Americas’taki siyasi atmosferin gerilmesine yol açmayı hedeflediği düşünülen bir hamle olarak değerlendiriliyor. Panama, bu gibi durumlarla yüzleşmek zorunda kalmakta ve uluslararası ilişkilerinde bağımsız bir duruş sergileme çabası vermektedir.
Panama Kanalı, yaklaşık 80 kilometre uzunluğunda ve iki okyanusu birbirine bağlayarak deniz trafiğini hızlandırmaktadır. Dünya ticaretinin önemli bir kısmı bu kanaldan geçmektedir. Örneğin, 2019 yılında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, kanal üzerinden günde ortalama 50 gemi geçiş yapmaktadır. Bu nedenle, kanalın sahibi olmak, Panama’ya ciddi ekonomik avantajlar sağlamaktadır.
Panama’nın bu konuda aldığı kararlılık, uluslararası toplumda daha geniş yankı bulabilir. Zira, egemenlik hakkı ve uluslararası sulardaki haklar, günümüzde uluslararası ilişkilerin temel başlıklarından biridir. Ülkeler, kendi topraklarındaki stratejik kaynaklar ve ticaret yolları üzerinden, müzakere ve anlaşmalarda daha güçlü bir konum elde etmek amacı gütmektedir. Dolayısıyla, Mulino’nun bu konudaki çıkışı, yalnızca Panama için değil, tüm Latin Amerika için önemli bir mesaj taşımaktadır.
Sonuç olarak, Jose Raul Mulino’nun Panama Kanalı üzerine yaptığı bu açıklamalar, ülkesinin ulusal egemenliğini koruma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Başkan Mulino, Trump’ın olası taleplerine karşı net bir tutum sergilemiş ve Panama’nın bağımsızlığını bir kez daha vurgulamıştır.