1. Haberler
  2. Ekonomi Haberleri
  3. OECD’den Çarpıcı Türkiye Ekonomisi Değerlendirmesi

OECD’den Çarpıcı Türkiye Ekonomisi Değerlendirmesi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Türkiye ekonomisti Sebastien Turban, Türkiye’nin mevcut ekonomi politikalarını sürdürmesi durumunda uluslararası yatırımcı güveninin daha da artabileceğini ifade ederek, ekonomik büyümenin 2026’da sürdürülebilir bir seviyeye ulaşacağını belirtti.

OECD’nin geçtiğimiz hafta yayımladığı “Türkiye İnceleme Raporu”nun yazarlarından biri olan Turban, raporun bulguları ve Türkiye ekonomisine dair öngörülerini AA muhabirine aktardı.

Türkiye’de 2023 ortasından bu yana yaşanan makroekonomik politikalar açısından dönüşümle birlikte, cari açığın azaldığını ve enflasyon ile enflasyon beklentilerinin kademeli bir düşüş sergilediğini belirten Turban, bu durumun önemli olduğunu vurguladı.

Enflasyonun halen yüksek bir seviyede seyretmesine karşın düşüş trendini sürdürdüğünü dile getiren Turban, “Para ve maliye politikalarındaki uygulamalar, öngörülerimizle uyumlu. Mali ve para politikalarındaki sıkı duruş, enflasyon kontrol altına alınana kadar devam ettirilmelidir. Hükümet, Orta Vadeli Program hedeflerine ulaştığında ve uzun vadedeki bütçe açığını bu seviyede tutmayı başarırsa, kamu borcu sürdürülebilir bir yapıya kavuşacaktır.” şeklinde konuştu.

Turban, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve maliye otoritelerinin mevcut duruşlarını sürdürmek için güçlü taahhütlerde bulunduğunu belirterek, “Merkez Bankası’nın iletişiminde, enflasyon kontrol altına alınana kadar para politikasının sıkı tutulması gerektiği ve faiz kararlarının enflasyon ve beklentiler doğrultusunda belirlenmesi gerektiği açıkça ifade ediliyor.” ifadelerini kullandı.

Para politikasında erken bir gevşeme riski olabileceğini ancak bunun temel beklentilerin dışında kaldığını ifade eden Turban, ana senaryolarının makroekonomik politikalardaki güçlü taahhütlerin süreceği yönünde olduğunu aktardı.

Makroekonomik politika duruşundaki dönüşümün Türkiye’nin dış pozisyonunu iyileştirdiğini vurgulayan Turban, brüt rezervlerin son iki yılda önemli ölçüde arttığını belirtti. Swaplar hariç net rezervlerde de bir yükselişin meydana geldiğini ve net rezervlerin 2024’te 2020’nin başından itibaren ilk kez pozitife döneceğini hatırlatarak, “Son dönemdeki gelişmelerle birlikte gözlemlenen azalma, son iki yıldaki birikim kadar yüksek değil. Bu açıdan, rezervlerdeki artışı olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.” dedi.

TÜRKİYE’NİN POTANSİYEL BÜYÜMESİ YÜZDE 4 SEVİYESİNDE

Turban, Türkiye’deki ekonomik büyümenin söz konusu makroekonomik politikalar öncesinde “sürdürülemez derecede yüksek” olduğunu ifade ederek, sıkı para ve maliye politikasının bu durumu daha sürdürülebilir bir hale getirmeye yardımcı olduğunu söyledi.

Bu yıl Türkiye ekonomisinin yüzde 3,1 oranında büyümesini beklediklerini vurgulayan Turban, her ekonomide olduğu gibi sıkı para ve maliye politikasının enflasyon ve büyüme üzerinde baskı yarattığını belirtti. Turban, “Bu büyüme yavaşlamasının, enflasyonu sürdürülebilir bir yola geri getirmeye yönelik makroekonomik politikalar tarafından tetiklendiğini gözlemliyoruz. Ekonomi normale dönerken, mevcut öngörülerimize göre, ekonomik büyümenin 2026’da yüzde 3,9 ile potansiyeline döneceğini düşünüyoruz. OECD’ye göre, Türkiye’nin potansiyel büyümesi yüzde 4 seviyesindedir. Potansiyel büyüme, ekonominin fazla enflasyonist baskı olmadan ne kadar büyüyeceğini gösterir.” dedi.

“SIKI EKONOMİ POLİTİKA DURUŞUNUN SÜRDÜRÜLMESİ, YATIRIMCI GÜVENİNİN İNŞA EDİLMESİ İÇİN ÖNEMLİ”

Türkiye’ye yönelik uluslararası yatırımcı algısını değerlendiren Turban, son dönemde uygulanan makroekonomik politikaların yabancı yatırımcı algısını iyileştirdiğini ve bunun en önemli göstergelerinden birinin de kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımları olduğunu belirtti.

Uluslararası yatırımcılar arasında daha yüksek bir iyimserlik olduğunu ifade eden Turban, “Ancak hala alınacak mesafe var. Türkiye’ye gelen yabancı yatırımların, dalgalı sermaye akışları yerine, ekonomide daha kalıcı doğrudan yabancı yatırımlar olması son derece önemlidir. Bu nedenle, politika duruşunun sürdürülmesi gerekmektedir. Zamanla, yatırımcı güveni daha da artırılabilir.” ifadelerini kullandı. Merkez Bankası ve ekonomi otoritelerinin son dönemdeki belirsizlikler karşısındaki iletişiminden ve kararlarından bu taahhüdün mevcut olduğu gözlemleniyor.

OECD’NİN TÜRKİYE İNCELEME RAPORU

OECD, geçtiğimiz haftaki Türkiye İnceleme Raporu’nda sıkı para ve maliye politikasının devam ettirilmesini önerdi. Rapor, mali disiplini güçlendirme, harcama verimliliğini artırma, vergi gelirlerini genişletme ve kapsayıcı büyümeyi desteklemek için yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Türkiye’nin ekonomik yakınsama sürecini başarıyla sürdürebilmesi için yapısal reformları hayata geçirmesi gerektiğine dikkat çeken raporda, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,1 ve 2026’da yüzde 3,9 büyümesi, enflasyonun ise bu yıl sonunda yüzde 31,4 ve 2026’da yüzde 17,3 seviyesine ulaşacağı tahmin edildi.

OECD verilerine göre, Türkiye ekonomisi son on yıl içinde OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olarak, yıllık ortalama yüzde 4,9 oranında büyüme gösterdi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
OECD’den Çarpıcı Türkiye Ekonomisi Değerlendirmesi

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.