Gürcistan’da Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakerelerinin başlatılmasının 2028 yılına kadar askıya alınması kararına karşı 40 gün önce başlayan gösteriler, başkent Tiflis’te Ortodoks Hristiyanların Noel Bayramı’nda da devam etti. 28 Kasım 2024 tarihinde başlatılan bu eylemler, ülkenin hükümetinin aldığı bu karara tepki olarak gerçekleşiyor. 26 Ekim’de yapılan parlamento seçimlerinden sonra artan protestolar, bayram kutlamalarına rağmen sürmekte.
Noel Bayramı’nı protesto amacıyla geçirmek isteyen kalabalık, gece saatlerinde Tiflis’teki Parlamento Binası önünde toplandı. Göstericilerin ellerinde hem AB hem de Gürcistan bayrakları yer alıyordu. Bayram nedeniyle mumlar da taşıyan katılımcılar, Tiflis sokaklarında yürüyüş düzenleyerek seslerini duyurmaya çalıştılar. Protestocular, parlamento seçimlerinin yenilenmesi çağrısında bulunarak, Şota Rustaveli Caddesi’ni trafiğe kapatarak dikkat çekti.
Gürcistan’daki bu gelişmeler yalnızca yerel halkı değil, uluslararası kamuoyunu da yakından ilgilendiriyor. Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ile muhalefet, iktidardaki Gürcü Hayali Partisi’nin kazandığı parlamento seçimlerini kabul etmemekte ve hükümetin AB’ye katılım müzakerelerinin askıya alınmasına karşı çıkmaktadır. Bu durum, hükümetin politikalarına karşı büyük bir toplumsal tepki yaratmıştır.
Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze’nin hükümeti ise Batı’nın desteklediği bazı güçler ile eski Cumhurbaşkanı Zurabişvili’nin sokak eylemleriyle hükümeti devirmeye çalıştığını iddia etmektedir. Bu süreçte, ABD ile bazı Avrupa ülkeleri, Gürcistan hükümetinin yetkililerine yönelik yaptırım uygulamış durumda. Hükümetin aldığı bu kararlar ve gelişmeler, ülkede politik istikrarsızlık ve toplumsal huzursuzluğu artırabilir.
Sonuç olarak, Gürcistan’daki bu gösteriler, ülkedeki siyasi iklimin ne denli gerilimli olduğunu göstermekte. 2024 yılına girerken, toplumsal dinamiklerin değişimi ve hükümetin politikaları, hem ulusal hem de uluslararası alanda dikkatlice izlenmeye devam edecektir. Tiflis sokaklarında süren bu eylemler, sadece bir müzakere sürecinin değil, aynı zamanda ülkenin demokratik geleceği adına bir mücadele alanı haline gelmiştir.