8 yaşındaki Narin Güran, Diyarbakır’da 21 Ağustos 2023 tarihinde kaybolduktan sonra 8 Eylül 2023’te Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan bir çocuk olarak gündeme geldi. Narin’in ölümü, toplumda büyük bir üzüntü ve öfke yarattı. Olayın ardından başlatılan soruşturma, miniğin kaybolduğu günden itibaren devam etti ve olayın aydınlatılması için emniyet birimleri ve adli makamlar çalışmalarını sürdürdü.
Öldürülmesiyle ilgili olarak açılan davada ikinci duruşma, 2023 yılı içinde yeniden gündeme geldi. Toplumun dikkatle takip ettiği duruşmada, Narin’in ailesinin de dahil olduğu bir dizi ayrıntı gündeme geldi. Savcılığın mütalaasında dikkat çeken hususlar yer aldı. Savcı, ailenin olayın aydınlatılmasını engellemeye yönelik bir çaba içerisinde bulunduğunu öne sürdü. Aile üyelerinin, zaman ve fikir birliği içinde hareket ederek polisleri yanıltmaya çalıştıkları iddia edildi. Bu durum, olayı derinlemesine araştıran emniyet birimlerini zor durumda bırakmıştı.
Duruşmada, sanıkların eyleminin müşterek olarak işlenmiş olduğuna dair bir değerlendirme yapıldı. Narin Güran’ın boğularak öldürüldüğü savcılığın ifadesinde yer aldı. Sanıkların her birinin suç ortağı olarak değerlendirileceği belirtildi. Bu kapsamda, Narin Güran’ın cinayetinin, planlı ve kasıtlı bir eylem olduğu vurgulandı. Kamuoyu, özellikle küçük yaşta bir çocuğun hayatına son verilen bu olayda, adaletin tecelli etmesini bekliyor. Nihai mütalaanın ardından savcılık, sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.
Davanın seyrinin merakla takip edildiği bir ortamda, toplumda adalet arayışının arttığı dikkatlerden kaçmadı. Narin Güran’ın ailesinin yaşadığı derin acı, davanın her aşamasında kendini hissettirdi. Aile, kaybettikleri küçük kızları için adaletin sağlanmasını umut ederek duruşmalara katılmaya devam ediyor. Olayın ilk gününden itibaren tanık ifadeleri ve deliller, davanın seyrini belirleyecek önemli unsurlar arasında yer alıyor.
Toplumda, Narin’in ölümünün yalnızca bir bireyin kaybı değil, aynı zamanda çocuklara yönelik şiddetin ve istismarın bir yansıması olduğunu belirten çeşitli yorumlar yapıldı. Bu olay vesilesiyle, çocuk koruma yasalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği ve toplumun geleceği olan çocukların güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemlerin alınmasının şart olduğu vurgulandı. Narin Güran davası, sadece bir ceza davası olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir bilinçlenme ve farkındalık yaratma fırsatı olarak da değerlendiriliyor.
Yakın bir tarihte çıkarılacak karar, Narin Güran’ın ruhunun ve ailesinin adalet arayışının hangi noktaya geleceği konusunda belirleyici olacak. Ceza avukatları, olayın tüm yönleriyle irdelenmesini isteyerek, her türlü kanıtın ve tanıklıkların dikkate alınması gerektiğinin altını çizdi. Savcılığın hazırladığı mütalaa, davanın gelecek seyrini etkileyen önemli bir belge olarak değerlendiriliyor. Kamuoyunun bu duruşmalar üzerindeki ilgisi, adaletin yerini bulması için sürüyor.