Muğla’nın Fethiye ilçesinde 14 yıl önce kaybolan bir şahsın trajik kaderi, gerçekleştirilen titiz araştırmalar sonucunda gün yüzüne çıkmıştır. Olayın baş kahramanı Erdoğan Bozkurt’un, 2005 yılında cinayete kurban gittiği tespit edilmiştir. Jandarma ekipleri, Bozkurt’un kaybolduğu 2010 yılından bu yana yapılan çalışmaların derinleşmesi ile, kaybolduğu döneme ait önemli bulgulara ulaşmıştır.
2010 yılında Erdoğan Bozkurt’un ailesi, Fethiye İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne başvurarak kendisinin kaybolduğunu bildirdi. Aile, yıllar boyunca evlatlarının akıbeti hakkında endişeli günler geçirmiştir. Devam eden yıllarda, yetkililer tarafından yürütülen araştırmalar sonuç vermemiş, Bozkurt’un durumu belirsizliğini korumuştur. Ancak, Seydikemer İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin, Ovacık Mahallesi’ndeki Deliktaş Mevkii’nde gerçekleştirdikleri detaylı inceleme ile, Bozkurt’un 2005 yılında öldürüldüğü bilgisini edinmişlerdir. Bu durum, ailenin yıllardır yaşadığı kaygıyı bir nebze olsun sona erdirmiştir.
TUTUKLANDILAR
Jandarma ekipleri, Erdoğan Bozkurt’un ölümüne sebep olan kişileri belirlemek için üç ay boyunca yoğun bir çalışma yürütmüştür. Yapılan araştırmalar neticesinde, C.K., Z.K., N.P., Ş.K. ve H.C. isimli şahısların Erdoğan Bozkurt’u öldürdüğü ortaya çıkmıştır. Bu kişilerin yakalanması için Kasım ayı sonunda muhtelif operasyonlar gerçekleştirilmiş ve şüpheliler adli mercilere sevk edilmiştir. Çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanan zanlılar, cezaevine teslim edilmiştir.
KEMİKLER BULUNDU
Yürütülen uzun süreli araştırmalar sonrasında, Erdoğan Bozkurt’a ait olduğu değerlendirilen kemik ve diğer bulgular Ovacık Mahallesi Deliktaş Mevkiinde keşfedilmiştir. Jandarma Kadavra Köpeği ‘Sefil’in işaret ettiği noktada gerçekleştirilen kazı çalışmalarında bu bulgulara ulaşılmıştır. Bulunan kemikler, kesin kimlik tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilecektir. Bu gelişmeler, hem olayın aydınlatılması hem de Bozkurt’un ailesinin bir nebze olsun huzur bulması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bu olay, kaybolan şahısların bulunması ve adaletin yerine getirilmesi açısından hayati bir önem arz etmekte, aynı zamanda toplumdaki güvenlik kaygılarını da daha da arttırmaktadır. Kayıp kişi vakaları, zaman zaman toplumsal huzursuzluk yaratan ciddi meseleler olarak karşımıza çıkmaktadır. Muğla’daki bu talihsiz olay, kaybolan yakınlarını arayan aileler için bir umut ışığı olurken, aynı zamanda güvenlik güçleri için de artan bir sorumluluğu simgelemektedir.
Sonuç olarak, bu tür olayların aydınlatılması, hem adaletin yerini bulması hem de mağdur ailelerin acılarının dindirilmesi açısından son derece önemlidir. Muğla’daki bu trajik olay, yıllar süren kaygılara son vermiş ve devletin vatandaşlarının güvenliğini sağlama konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.