Morgan Stanley, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Aralık ayındaki enflasyon verileri sonrasında yaptığı değerlendirmelerde, Ocak ayı için 250 baz puanlık bir faiz indirimi beklediğini açıkladı. Bu açıklama, piyasalarda Ocak ayı boyunca gerçekleşmesi muhtemel faiz indirim beklentilerini de tetikledi ve finans dünyasında büyük bir dikkatle karşılandı.
Özellikle Morgan Stanley Ekonomisti Hande Küçük, Aralık enflasyon verilerinin ardından kaleme aldığı notta, TCMB’den beklenen bu faiz indirimini vurguladı. Küçük, enflasyon figürlerinin yanı sıra çekirdek enflasyondaki trend ve hizmet enflasyonundaki iyileşmelere de dikkat çekerek bu rakamların TCMB’nin kararını etkileyebileceğini ifade etti.
Yine Küçük, Ocak ve Şubat aylarında aylık enflasyonun artmasını beklediklerini söyledi. Ancak buna karşın, manşet enflasyonunun Mart ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 38 seviyesine inmesini beklediklerini belirtti. Bu durum, enflasyonla mücadele çerçevesinde atılacak adımların ve Merkez Bankası’nın uygulayacağı para politikalarının etkisini gösterebilir.
Morgan Stanley, sıkı parasal duruşun 2025 yılının başında da devam etmesini öngörüyor. Bankanın yapmış olduğu değerlendirmeye göre, bu yıl içinde ücret ve fiyat artışlarının yaratabileceği ikinci tur etkiler sınırlı kalacak. Bu durum, TCMB’nin gerçekleşen ve öngörülen enflasyondaki düşüşe paralel olarak reel faiz oranlarını ayarlayabileceği anlamına geliyor. Bankanın bu özel notunda, yıllık yüzde 26 enflasyon ve 2025 yılı sonunda yüzde 28,5’lik bir politika faizi tahmini de yer aldı.
Sonuç olarak, Morgan Stanley’nin değerlendirmeleri ve TCMB’nin bu doğrultudaki hamleleri, Türkiye ekonomisinin yatırımlarını ve mali istikrarını doğrudan etkileyebilir. Aralık ayındaki enflasyon verileri ile birlikte büyüyen indirim beklentileri, yatırımların seyrini de belirleyecek bir unsur olacak gibi görünüyor. Özellikle finansal piyasalarda bu tür öngörüler, yatırımcıların davranışlarını etkileyebilir ve piyasanın yön bulmasına katkı sağlayabilir.
Kısacası, Morgan Stanley’nin bu açıklamaları, Türk ekonomisi için önemli bir dönemeçte yaşanan gelişmeler ışığında dikkatle takip edilmesi gereken bir konuyu gündeme taşımaktadır. Hem TCMB’nin kararları hem de piyasa beklentileri, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ekonomik istikrarını ve büyüme potansiyelini etkileyebilecek faktörler arasında yer almaktadır.
