Günümüzde, dünya ekonomisi üzerinde önemli etkilere sahip olan iki ana unsur, enflasyon ile ticaret savaşlarıdır. Merkez bankaları, bu unsurlarla başa çıkmak amacıyla faiz politikalarını sürekli gözden geçiriyor. Özellikle eski ABD Başkanı Donald Trump’ın döneminde başlayan ve 2023 yılı itibarıyla hala devam eden ticaret savaşları, global piyasalarda belirsizlik yaratmakta. Bu belirsizlik, merkez bankalarının faiz kararlarını etkileyen kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.
Şubat 2023’te, bazı büyük merkez bankalarının faiz indirimine gitmesi, enflasyonla mücadele ve ekonomik büyümeyi destekleme amacı taşıyor. Özellikle bu konu, ülkelerin ekonomik durumlarına ve piyasa dinamiklerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilmekte. Örneğin, yüksek enflasyon oranlarına sahip olan ülkeler, bu durumu kontrol altına almak için faiz indirimlerine giderken; düşük ya da sabit enflasyon yaşayan ülkeler ise faiz oranlarını sabit tutmayı tercih edebiliyor.
Bu noktada, faiz kararlarının sadece ekonomik verilere dayanmadığını, aynı zamanda politik ve sosyal faktörlerden de etkilendiğini belirtmek gerekiyor. Ticaret savaşlarının getirdiği belirsizlik, yatırımcıların ve şirketlerin geleceğe dair öngörülerini etkiliyor. Dolayısıyla merkez bankaları, bu durumu göz önünde bulundurarak, faiz politikalarını belirliyor.
Özetle, 2023 yılının Şubat ayında dünya genelinde merkez bankalarının faiz kararları, enflasyonla mücadele ve Trump’ın ticaret savaşlarıyla bağlantılı olarak şekilleniyor. Bazı merkez bankaları, faiz indirimini seçerken, diğerleri ise mevcut ekonomik durumu stabil tutmak amacıyla faiz oranlarını sabit bırakmayı tercih ediyor. Bu dinamik süreç, global ekonomi üzerindeki etkilerini hala hissettirmekte ve yatırımcıların karar alma süreçlerini doğrudan etkiliyor.