Erdek Körfezi’nde Yeniden Müsilaj Krizi
23 Ekim 2024 tarihinde meydana gelen müsilaj olayı, Erdek Körfezi’nde yeniden belirdi ve kısa süre içerisinde Marmara Denizi’nin tamamını etkisi altına aldı. Bu durum, deniz ekosisteminde ciddi bir tehdit oluşturdu. Müsilaj, su yüzeyinde yoğun bir şekilde toplanarak deniz yaşamını tehdit eden bir kirlilik türü olarak biliniyor. Uzmanlar, bu tür olayların iklim değişikliği, su kirliliği ve tarımsal faaliyetler ile ilişkili olduğunu ifade ediyorlar.
Kasım ayına gelindiğinde, müsilajın etkisi hızla büyüyerek Marmara Adaları, Tekirdağ kıyıları ve İstanbul Prens Adaları’na kadar ulaştığı gözlemlendi. Bu yayılma, deniz canlılarının yaşam alanlarını daraltırken, balıkçılık faaliyetlerini de ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Balıkçılar, bu durumun hem ekonomik hem de ekolojik sonuçları hakkında endişelerini dile getiriyor.
Aralık ayına girildiğinde yapılan incelemeler, müsilajın İzmit Körfezi’ne girmiş olduğunu ve Kuzey Ege kıyılarına doğru ilerlediğini gösterdi. Özellikle 19 Aralık’ta Çanakkale Boğazı çıkışında yoğun müsilaj görüntüleri kaydedildi. Bu görüntüler, hem yerli halkı hem de uzmanları endişelendirdi. Şu anda yaşanan bu durum, geçmişte sıkça karşılaşılan müsilaj olaylarının yeniden baş göstermesi ve daha büyük bir çevresel sorunun habercisi olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, mevcut koşullar altında müsilajın deniz yüzeyine çıkarak etkisini artırmasının beklendiğini belirtiyor. Hava sıcaklıklarının değişimi, su akıntıları ve besin maddelerinin fazlalığı gibi faktörler, müsilajın bu kadar hızlı bir şekilde yayılmasına neden oluyor. Ayrıca, müsilaj oluşumunda deniz suyu sıcaklığının artması ve azot gibi besin elementlerinin suya karışmasının önemli bir rol oynadığı biliniyor. Bu durum, deniz ekosistemindeki dengenin bozulmasına yol açarak, çeşitli deniz canlılarının yaşamını tehdit ediyor.
Sonuç olarak, yeniden ortaya çıkan müsilaj sorunu, yalnızca Marmara Denizi için değil, aynı zamanda genel olarak deniz ekosistemleri için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Yerel yetkililer, bu durumu azaltmak için çeşitli önlemler almaya çalışsalar da, kalıcı çözümler için daha fazla bilimsel araştırma ve uluslararası iş birliği gerekmektedir. Denizlerin korunması ve ekosistemin sürdürülebilirliği adına atılacak adımlar, gelecekte bu tür olayların yaşanmaması için kritik öneme sahiptir.