Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2024 yılının başında marketlerde izlenen 41 ürünün 40’ında fiyat artışının yaşandığını ve yalnızca 1 üründe fiyat azalması gerçekleştiğini bildirdi. Bu durum, gıda fiyatları üzerindeki artışın Türkiye’deki ekonomik dengeleri nasıl etkilediğine dair önemli bir gösterge sunuyor.
Söz konusu rapora göre, yerel pazarlarda çoğu temel gıda maddesi, tüketicilerin alım gücünü zorlayan biçimde sürekli bir artış göstermekte. Fiyat artışlarının nedenleri arasında enflasyon, üretim maliyetlerinin yükselmesi ve iklim değişikliği gibi faktörler sıralanmakta. Ayrıca, Türk lirasının değer kaybı da ithalat ve yurtiçindeki ürün fiyatlarını doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.
Bu süreçte en çok etkilenen ürünlerden biri lahanadır, zira Aralık ayında fiyatının artış göstermesi, tüketici tercihleri üzerinde önemli değişimlere yol açtı. Son günlerde marketlerde, lahana fiyatlarının yükselmesiyle birlikte, bu ürünün yanı sıra patlıcan da önemli bir fiyat artışı yaşayan diğer ürünlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, hem yerli üreticilerin hem de perakendecilerin stratejilerini gözden geçirmesine neden olmaktadır.
Tüketiciler için bu fiyat artışları, günlük harcamaları üzerinde büyük bir yük oluşturmakta. Özellikle düşük gelirli aileler için gıda maddelerinin fiyatlarındaki artış, sağlıklı ve dengeli beslenme imkanlarını kısıtlayarak, beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu konu, sosyal adalet ve gıda güvenliği açısından da geniş bir tartışma başlatmaktadır.
Şemsi Bayraktar, yaşanan bu durumun önlenmesi adına acil önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizerken, kamu ve özel sektör iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması, çiftçilerin desteklenmesi ve tüketici fiyatlarının kontrol altına alınması gibi önlemler, bu sorunun çözümü için kritik öneme sahip. Dolayısıyla, hükümetin ve tarım politikasının bu çerçevede yeni stratejiler geliştirmesi gerekmektedir.
Ayrıca, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarım ve gıda sektöründe kalıcı çözümler üretilmesi gerektiği üzerinde durarak, yerel üretim desteklenmediği takdirde dışa bağımlılığın artacağını belirtti. Toplumsal bilinçlenmenin artırılması da, sürdürülebilir bir tarım politikası oluşturulmasına yardımcı olabilir. Bu noktada, gıda israfının önlenmesi ve yerli ürünlerin tüketimi konusunda farkındalık kampanyalarının da başlatılması önem taşımaktadır.
Özetle, Türkiye’de marketlerdeki gıda fiyatlarının artışı, hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemli bir meseledir. 2024 yılında fiyat artışlarının yaşandığı ürünlerdeki dengelerin sağlanabilmesi için, tüm paydaşların iş birliği içinde hareket etmesi, krizin etkilerini en aza indirecektir. Uzun vadede tarım sektöründe atılacak adımlar, bu tür sorunların tekrarlanmaması adına büyük bir fırsat sunmaktadır.