Son dönemde yaşanan maden kazaları, Türkiye’nin enerji politikalarını ve kömür bağımlılığını derinden sorgulatmaya devam ederken, Mekanda Adalet Derneği (MAD) Ermenek’teki maden faciasının ardından gerçekleştirdiği saha araştırmasının bulgularını kamuoyuyla paylaştı. 2014 yılında 18 işçinin yaşamını yitirdiği Ermenek faciasının 11. yıl dönümünde yayımlanan rapor, kömür ekonomisine bağımlı bölgelerde adil geçiş mekanizmalarının acıklığına dikkat çekiyor.
ERMENEK PLANSIZ ÇIKIŞIN SEMBOLÜ
MAD’ın iki yıl süren çalışması, Ermenek’in maden faciası sonrası kömür ekonomisinin çökmesiyle plansız bir geçiş örneği haline geldiğini ortaya koyuyor. Ekip, bölgedeki işçilerle yaptığı derinlemesine mülakatlar sonucunda, kömür sektöründeki istihdamın dönüştürülmesi, alternatif geçim kaynaklarının oluşturulması ve enerji dönüşüm sürecindeki toplumsal adaletin sağlanması konusunda önemli veriler elde etti. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda kömürden çıkış stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapan MAD, yerli kömürün rüzgar ve güneş enerjisi karşısında geride kaldığını, ancak geçiş sürecinin işçiler ve yerel ekonomiler dikkate alınarak yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
ERMENEKLER ARTABİLİR!
“Adil geçiş” kavramı, karbon yoğun sektörlerde çalışanların yeni istihdam alanlarına yönlendirilmesi, bölgelerin ekonomik çeşitlendirmeye hazırlanması ve sosyal destek mekanizmalarının devreye alınması gerekliliğini içeriyor. MAD’ın raporu, Ermenek’te yaşanan travmatik dönüşümün benzer bölgelerde tekrarlanmaması için hükümet, yerel yönetimler ve sivil toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. Dernek, kömür madenlerinin kapatılmasının yalnızca bir enerji politikası değil, aynı zamanda bir sosyal politika meselesi olduğunun altını çiziyor.
GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDILAR
Türkiye’de “Kömürden Adil Geçiş Mümkün mü?” başlıklı panelde paylaşılan rapor sonuçları, enerji dönüşümünde işçi hakları, yerel kalkınma ve sürdürülebilir politikalar üzerine tartışma yaratmayı hedefliyor. Raporda dikkat çeken bulgular arasında, “Ermenek’te maden işçilerinin sendikal örgütlülüğünün olmaması, plansız çıkış sürecinde temsil edilmemelerine ve ‘erken emeklilik’, ‘istihdam desteği’ gibi haklardan mahrum kalmalarına neden oldu. İşçiler, yeni iş bulmak için göç etmek zorunda kaldı ancak bu süreç hemşehri ağlarıyla sınırlı kaldı. Ekonomik zorlukları olanlar göç edemedi, göç edenler ise yeni sektörlerde sendikasız çalışmanın getirdiği hak ihlalleriyle karşılaştı.”
AĞIR İŞLERE YÖNELİYORLAR
“Kömür ekonomisinin çöküşü, kadınların kayıtlı işgücüne katılımını artırsa da, kreş ve servis gibi desteklerin eksikliği nedeniyle sürdürülebilirliği sağlanamıyor. Göç eden kadınlar, dayanışma ağlarını kaybettikleri için daha savunmasız durumda kalıyor. İşçiler, madencilikte edindikleri ağır iş deneyimi nedeniyle yeni sektörlerde de benzer işlere yöneliyor. Ancak ilerleyen yaş ve sağlık sorunları bu işlerde kalmalarını zorlaştırıyor.
[email protected]
Kaynak: Web Özel