Bursalı Kuzey DMD hastası oldu, destek arıyor
Kuzey, 3.5 yaşında olan bir çocuk. Diyarbakır’da görev yapan Bursalı öğretmen Betül Tanrıöver ile polis memuru Armağan Tanrıöver’in evladı. Uzun süredir ailesi, küçük Kuzey’in sağlığı için mücadele vermekte. Kendisi henüz çok küçük yaşlarına gelmeden, ciddî bir hastalığa yakalanmış durumda.
Kuzey’in hastalığı Duchenne Muscular Dystrophy (DMD) olarak bilinen kas erimesi hastalığı. Bu hastalık, zamanla kasların güçsüzleşmesine ve kaybolmasına neden oluyor. Eğer Kuzey tedavi edilmezse, ileride yürüyemeyecek ve hareket edemeyecek bir duruma düşmesi muhtemel. Her ne kadar 3.5 yaşındaki bir çocuk için geleceğe duyulan umut birçok ailenin isteyeceği bir şey olsa da, Kuzey’in durumu bunu imkansız hale getiriyor.
Ancak, bu kötü senaryoyu engellemek mümkün. Dubai’de uygulanan bir gen tedavisi mevcut ve bu tedavi için gereken maliyet, 3 milyon Dolar düzeyinde. Bu miktar, birçok ailenin karşılayabileceği bir tutar değil. Dolayısıyla Kuzey’in ailesi, tedavi olabilmesi için destek arayışı içerisine girdi.
Bursalı Tanrıöver ailesi, bu süreçte destek bulabilmek adına Valilik izniyle bir yardım hesabı açtı. Bu son derece değerli bir adım, çünkü aile yalnız olmadıklarını, toplumun yardımsever bireyleri ve kurumlarıyla birlikte bu zorlu mücadelede daha güçlü olabileceklerini bilmekte. Aile, arkadaşları ve tanıdıkları üzerinden başlattıkları kampanya ile daha fazla insana ulaşmayı hedeflemekte.
Bu zorlu yolda, Kuzey’in ailesine bir destek de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan geldi. Yavaş, çocukların sağlığı konusunda toplumsal duyarlılığın arttırılması gerektiğine vurgu yaparak, Kuzey’e yardımcı olma konusunda kararlı olduklarını belirtti. Bu tür destekler, ailelerin umutsuzluk içinde kaybolmalarını önliyor ve onlara daha iyi bir yaşam sunmak adına motivasyon sağlıyor.
Kuzey’in durumu, sadece kendi ailesi için değil, aynı zamanda toplumun geneli için de önemli bir sorunu gözler önüne seriyor. Sağlık hizmetlerine erişim, özellikle çocuk hastalıklarında büyük bir mali yük getirebilir. Toplumun ve devletin, bu tür durumlarla karşılaşan ailelere daha fazla destek vermesi gerekmekte. Herkesin elini taşın altına koyması, belki de bir çocuğun yaşamını kurtarmak anlamına geliyor. Bu nedenle, Kuzey’in tedavisi için yapılan yardımların önemi her geçen gün artıyor.
Sonuç olarak, Kuzey’in hikayesi, sadece bir hastalık değil, aynı zamanda dayanışmanın, yardımlaşmanın ve umut arayışının bir sembolü haline gelmiş durumda. Toplumun her kesiminden bireylerin, bu tür durumlar karşısında duyarlı olmaları ve gereken desteği sunmaları her zamankinden daha önemli. Kuzey’in geleceği, hepimizin elinde!
