1. Haberler
  2. Bursa Gündem
  3. Konya’da Obruk Sayısı 3 Bini Aştı!

Konya’da Obruk Sayısı 3 Bini Aştı!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yağışların azlığı ve kuraklık Türkiye’yi etkilemeye devam ediyor.

Tarımın başkenti olarak bilinen Konya Ovası’nda ise obrukların oluşumu her geçen gün artarken, yapılan son araştırmalarda yaklaşık 3 bin obruk kayıtlara geçti.

Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bölgede obruk etkinliği ve sayıca da artış devam ediyor. Bölgedeki obruklara baktığımız zaman, genellikle örtü çökmesi şeklinde belirleyebiliriz. Yani ana kaya üzerindeki günceller üzerinde meydana gelen obruklar şeklinde. Ortak özellikleri tarımsal alanlarda meydana gelmiş olması, yerleşim alanlarına da yakın olarak meydana gelmesi.

Bu durumda baktığımız zaman AFAD’ın Afet Riski Sistem içerisinde kayıtlı 605 obruğa ilave bu yıl için bir 10 ile 15 obruk daha eklediğini söyleyebiliriz. Ancak bölgede sığ derinlikli çökme yapılar var. Yine son oluşan obruklardan bir tanesi Hotamış bölgesinde oldukça sığ bir obruk ama geniş seviye oldu.

Bu tarz obrukları dahil ettiğimiz zaman sayıların 3 binleri bulduğunu söyleyebiliriz. Ancak sayının çok fazla bir anlamı yok. Bölge içerisinde hem kuraklık devam ediyor, hem de yer altı suyu kullanımı giderek artıyor. Dolayısıyla obruk oluşumlarının hızının artarak devam edeceğini öngörüyoruz” dedi.

“Yer altı su seviyesi de giderek düşüyor”

Bölgenin tek su kaynağının yağışlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bölge kapalı havuz olduğu için havza dışarıdan beslenemediğinde ve son yıllarda özellikle 2019’dan sonraki periyot içerisinde sürekli olarak yıllık ortalama yağışların altında seyrettiği ve kış yağışları özellikle kar yağışları olmadığı için havzadaki yeraltı kaynakları beslenemiyor ve yer altı su seviyesinin düştüğünü izliyoruz. Bu kuraklığın neticesi bunu bir de vatandaşın su talebiyle karşılaştırdığı zaman, su talebi de giderek artmakta.

Hem hayvancılık için hem tarım için yoğun bir su kullanımı söz konusu ve yer altı seviyesi de giderek düşüyor. Gerçek olan tek şey var, yerel altı seviyesinin giderek düştüğü. Bu düşümün neticesinde yer altındaki boşlukların genişlemesiyle mümkün olabiliyor ve obrukların artmasına neden oluyor. Burada vatandaşımız için şunu söyleyebiliriz; bölge tabii ki tarım için oldukça önemli bir alan. Hem şeker pancarının verimi ve kalitesi açısından hem de mısırın verimi açısından oldukça önemli ve başarılı sonuçlar alınıyor.

Ancak bunun sürdürülebilmesi için su tüketiminin daha güvenli bir şekilde yapılması gerekiyor. Zaten bölge içerisinde önceki zamanlarda söylediğimiz vahşi sulama bölgede terk edilmiş vaziyette. Şu anda hemen herkes basınçlı sulama sistemlerinde. Ona rağmen su tüketimi oldukça fazla ve bitkinin ihtiyacından fazla sanki su veriyoruz gibi görünüyor.

Bunu tabii uzmanları daha iyi bilirler. Bitkinin ihtiyacı kadar ve bu bölgede daha az su tüketen bitkilerin özendirilmesi yoluyla belki obrukları bugün durduramayız ama orta ve uzun vadede sadece azaltabiliriz” ifadelerini kullandı.

Obruk oluşmadan önce işaretler geliyor

Konya’da obrukların giderek yerleşim alanlarına doğru yaklaştığına değinen Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bölgede 3 – 4 yıllık çalışmayla obruk duyarlı alanların bir haritası çıkarıldı ve söylediğimiz obrukların tamamı duyarlı alanlar içerisinde meydana geldi. Dolayısıyla artık burada bir tehlike haritasının da yapılması gerekiyor. Özellikle insanlara ve insan yapılarına vereceği zararın boyutlarının ortaya konması gerekiyor. Çünkü giderek yerleşim alanlarına doğru yaklaşıyor. Obruk oluşmadan önce arazideki çukurluklar bunu belli eder.

Geçmişte su birikmeyen yerlerde su birikiyorsa, yerde çatlaklar oluşmuşsa, zeminde, asfaltta, delik veya çatlaklar, kırıklar oluşmuşsa daha önceden rahatça açılan kapı ve çekmeceler sıkışıyorsa, açılmıyorsa artık çökme başlamış demektir. Bir de vatandaşlarımız genellikle oturduğu yerde obruklar oluşmadan önce yer altından gürültüler duyduğunu ifade ediyor. Bu çökme anının başladığını gösterebilir.

Obruklar çökmeye başladıktan sonra tavanlarda kopmalardan dolayı yer altı suyu bulanıklaşıyor ve kuyulardan bulanık su akabiliyor. Bunların da gözlenmesi halinde artık yakınlarda bir obruğun oluştuğunun göstergeleri ortaya çıkmış demektir. Vatandaşlarımız buna göre dikkatli olmaları gerekmekte” şeklinde konuştu.

“Obrukların vatandaşlar tarafından doldurulması doğru bir yöntem değil”

Oluşan obrukların vatandaşlar tarafından doldurulmasının doğru bir yöntem olmadığını belirten Arık, “Obrukların kabaca doldurulması mümkün ancak vatandaşımız bunu kendi yöntemleriyle yapmamalı. Obrukların kendine özgü mühendislik karakteristikleri vardır. Dolayısıyla bir uzmanın olması, inceleyip ona göre bir iyileştirme söylemesi gerekiyor. Bilinen birçok yöntem var. Tabii pahalı yöntemler bunlar. Obrukların arazilerden toplanan malzemelerle doldurulmasıyla genellikle daha sonra yeniden çökmeler yaşanabiliyor ve bu ikinci tehlikeye işarettir.

Dolayısıyla vatandaşın bunu kendi başına doldurmasından ziyade bir mühendislik hizmeti almasında yarar var. Burada dereceli malzeme dediğimiz iri bloklardan yırtma deliklerinin tıkanarak, personel üzerine giderek incelenerek yerleştirilmesi obruklarda tam olmasa da geçirimsizliği sağlayan bir yöntem ve uygun obruklarda derinliği 10 metreden daha az olan obruklarda çok başarılı olarak uygulanabiliyor.

Ancak yer altında birden fazla bağlantılı boşluk olma riski söz konusu olduğu zaman önce alttaki yutma deliklerine ulaşılabiliyorsa buraların doldurulması, en son üzeri killi malzemeyle dolgulanması önemli. Bir de tabii enjeksiyon dediğimiz yer altına beton verilmesiyle ilgili yöntemler var. Deliklerin tıkanabilmesi için o da bir yöntem. Yine hacmi genişleyebilecek olan betonun kullanılması ayrı bir yöntem olarak verilebilir ve bunlar kombine bir şekilde kullanılabilir.

Önemli olan obruğun mühendislik yapısının ortaya konması, konumunun, derinliğinin hangi birimde olduğunun belirlenmesi gerekiyor. Ona göre de iyileştirme yönteminin verilmesi lazım. Vatandaşa söyleyebileceğimiz en önemli şey, kendi yöntemleriyle değil, bir mühendis bilgisi almış olmaları gerekiyor” diye konuştu.

Kuraklık ve yağış eksikliği Türkiye’nin birçok bölgesini etkilemeye devam ediyor.

Tarımın kalbi olarak bilinen Konya Ovası’nda obruk oluşumları giderek artış gösteriyor. Son yapılan araştırmalar, bölgede yaklaşık 3 bin obruğun kaydedildiğini ortaya koydu.

Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, obrukların sayısındaki artışın sürdüğünü belirterek, “Bölgedeki obruklar genellikle örtü çökmesi nedeniyle meydana geliyor. Bu obrukların ortak özelliği, tarımsal alanlarda ve yerleşim alanlarına yakın olmasıdır” dedi.

Ayrıca AFAD’ın Afet Riski Sisteminde kayıtlı 605 obruğa bu yıl 10 ile 15 yeni obruk eklendiğini dile getiren Arık, “Bölgedeki sığ derinlikli çökme yapılarının da varlığı göz önüne alındığında, bu sayıların artarak süreceğini öngörüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yer altı su seviyesi giderek azalıyor”

Bölgedeki tek su kaynağının yağışlar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arık, “Kapalı havza olan bölgede dışardan beslenme imkanımız kalmadı. Son yıllarda özellikle 2019’dan sonra yağışların sürekli olarak yıllık ortalamanın altında seyretmesi yer altı kaynaklarını olumsuz etkiledi ve bu da yer altı su seviyesinin düşmesine yol açtı” dedi.

Su talebinin artmasıyla birlikte hem tarım hem de hayvancılıkta yoğun bir su kullanımı olduğunu belirten Arık, “Yer altı su seviyesinin düşmesi, obrukların oluşmasına neden olan boşlukların genişlemesine zemin hazırlıyor. Tarımsal üretim açısından bu bölge önemli bir alan olmasına rağmen, su tüketiminin dikkatli yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Ayrıca, bölgede sulu tarım uygulamalarının önemine dikkat çeken Arık, “Daha az su tüketen bitkilerin teşvik edilmesi, obruk oluşumunu azaltmanın yollarından biri olabilir” ifadesini kullandı.

Obruk oluşmadan önceki belirtiler

Konya’daki obrukların yerleşim alanlarına doğru yaklaştığını belirten Arık, “3-4 yıllık bir çalışmayla obruk duyarlılığı olan alanların haritası çıkarıldı. Obrukların çoğunun bu duyarlı alanlar içinde olduğu tespit edildi. Dolayısıyla burada bir tehlike haritasının da oluşturulması önemli” dedi.

Obruk oluşmadan önce bazı belirtiler ortaya çıktığına dikkat çeken Arık, “Arazi üzerindeki çukurluklar, su birikintileri veya çatlaklar gibi işaretler, çökme sürecinin başladığını gösterir. Ayrıca, vatandaşlar bazen yeraltından gelen gürültüler duyduklarını belirtmektedir” şeklinde konuştu.

“Vatandaşların obrukları doldurması doğru değil”

Oluşan obrukların vatandaşlar tarafından doldurulması önerilmedi. Prof. Dr. Arık, “Obrukların doldurulması mümkündür ancak bunu yetkisiz bir şekilde yapmak doğru değildir. Bu konuda uzman desteği alınması gerekmektedir” dedi.

Bir mühendislik hizmetinin kritik olduğuna dikkat çeken Arık, obrukların mühendislik karakteristikleri olduğunu belirterek, “Birçok yöntem mevcut. Doldurulacak malzemelerin doğru seçilmesi ve uygun tekniklerin uygulanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yer altındaki boşlukların birden fazla bağlantıya sahip olabileceğini söyleyen Arık, “Bu nedenle dolgu işlemlerinin dikkatli yapılması ve yüzey dolgusu için killi malzemeler kullanılması önemli” dedi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Konya’da Obruk Sayısı 3 Bini Aştı!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir