Kış mevsiminde yaşanan soğuk hava, insanlar üzerindeki susama hissini önemli ölçüde azaltmaktadır. Uzmanlar, yazın olduğuna benzer şekilde kış aylarında da düzenli su içmenin sağlık açısından son derece önemli olduğunu vurguluyor. Sıcak yaz aylarında su tüketimi, terleme ve sıcaklığa bağlı olarak artarken, soğuk kış aylarında susama hissinin azalması nedeniyle pek çok insan su içmeyi ihmal etme eğiliminde oluyor. Ancak bu durum, sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor.
Necmettin Erbakan Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Arş. Gör. Dr. Fethi Yönet, yaz aylarında su ihtiyacının arttığına dikkat çekerek, “Kış aylarında yaza göre susama hissi ve su ihtiyacımız biraz daha azalmaktadır. Vücudumuzda baroreseptörler dediğimiz susama merkezleri bulunur. Yazın terleme ve sıvı kaybı nedeniyle bu baroreseptörler aktif hale gelir ve susama ihtiyacımız artar. Ancak kış aylarında sıvı kaybımız olmadığında, susama hissimiz de azalır. Bu nedenle su içmeyi ihmal etmemeliyiz. Unutulmamalıdır ki sıvı, çay ve kahve tüketimi suyun yerini tutmaz. Hatta bazı bitkisel çaylar diüretik etkiyle sıvı kaybına yol açabilir. Bu nedenle çay veya kahve içiyor olmak, su içmeme gerekçesi olmamalıdır,” şeklinde ifade ediyor.
Dr. Fethi Yönet, yaş ilerledikçe baroreseptörlerin duyarlılığının azaldığını belirtiyor. Bu durumda özellikle yaşlı bireylerin, susama ihtiyacı hissetmedikleri için su tüketimini gerektiği gibi gerçekleştiremediklerini ifade ediyor. Bu durum, ciddi sağlık sorunlarına ve komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca, çocukların da su ihtiyaçlarını belirtme yeteneği olmadığından, ebeveynlerin ve bakıcıların çocukların su tüketimini sağlamak adına dikkatli olması gerektiği dile getiriliyor. Çocuklara su içmeyi sevdirmek için oyunlar düzenlemek etkili yöntemler arasında yer alıyor. Yaşlıların su içmelerini sağlamak ise biraz daha fazla özen göstermeyi gerektiriyor.
Dr. Fethi Yönet, kış aylarında bir bireyin ortalama 2-2.5 litre su tüketmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, böbrek hastalıklarının prerenal akut böbrek yetmezliği gibi hipovolemik durumlardan kaynaklanabileceğini vurguluyor. Bu durumlar, böbrek rahatsızlıkları sonrasında kalp hastalıklarına da yol açabiliyor. Kış aylarında su tüketiminin artırılması, bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve vücut iç dengesinin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca bu durum, vücut ısısının dengelenmesine de katkı sunmaktadır. Dr. Yönet, yaz aylarında su tüketim miktarını biraz daha artırmanın faydalı olacağına dikkat çekiyor.
Özetlemek gerekirse, kış aylarında yaşanan soğuk havalar dolayısıyla susama hissinin azalmasına rağmen, düzenli su tüketimi her mevsim sağlık açısından büyük önem taşımaktadır. Yaşlılar ve çocuklar gibi özel grupların su alımına dikkat edilmesi ve bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiği bilinirken, sağlıklı bir yaşam için kış mevsiminde de yeterli su tüketimi ihmal edilmemelidir.