Son yıllarda artan maliyetler, kayak merkezi işletmecilerini zor durumda bırakmaya başladı. Özellikle Almanya’nın Winterberg- Züchen bölgesinde yer alan Homberg adlı kayak merkezi, ekonomik zorluklar nedeniyle iflas sürecine girdi. Kayak Eğitmeni Ebru Canbuldu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada bu durumun Türkiye’deki kayak merkezleri için de önemli bir uyarı niteliği taşıdığını belirtti.
Homberg kayak merkezi, 35 hektarlık bir alan üzerine inşa edilmişti ve yıllardır kayak severlere hizmet vermekteydi. Ancak artan enerji fiyatları ve yüksek enflasyonun yarattığı mali baskılar nedeniyle, toplam 52 çalışanının maaşlarını ödemekte zorlandığı belirtilmektedir. Bu kötü durum, sadece Almanya’daki değil, dünya genelindeki birçok kayak merkezi için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ekonomik sıkıntıların etkilerinin hissedildiği bu dönemde, işletmecilerin ve personelin nasıl ayakta kalacağı büyük bir merak konusu haline geldi.
ULUDAĞ’IN GELECEĞİ TEHLİKEDE Mİ?
Ebru Canbuldu, Herkes Duysun’a yaptığı değerlendirmelerde, “Almanya’da şartlar bizimkinden iyi olmasına rağmen tesislere kilidi vurdular. Eğer tedbir alınmazsa Uludağ’ın geleceği budur.” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı. Canbuldu, Türkiye’deki kayak merkezlerinin de benzer bir kaderle karşılaşabileceğini ve bu nedenle hızlı bir şekilde önlem alınması gerektiğini ifade etti.
Artan maliyetler karşısında otelciler, işletmeciler ve kayak eğitmenlerinin ortak bir çözüm üretmesi gerektiğinin altını çizen Canbuldu, fiyat artışlarının kısa vadeli bir çözüm olduğunu belirtti. “Fiyatları yükselterek günü kurtarma derdindeyiz. Ancak bu sarmaldan kurtulmanın yolu, sürdürülebilir bir güncelleme yapmaktır. Eski zaman değil, bu böyle yürümez. Normalde şu an Uludağ bitik, uzatmaları oynuyor. Sonrasında bir lunapark konsepti ile çalışır duruma gelecektir,” şeklinde konuşarak, mevcut gidişatın sürdürülebilir olmadığını ifade etti.
Kayak merkezlerinin geleceği bakımından, yapılan bu açıklamalar oldukça karmaşık bir tabloyu gözler önüne seriyor. Hem iş gücü kaybı hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından kayak merkezleri büyük bir tehlike ile karşı karşıya. Bu tür gelişmeler, sadece kayak yapılan bölgeleri değil, aynı zamanda yerel ekonomileri de derinden etkilemektedir. Kayak sezonlarının kısalması, yerel otellerin, restoranların ve diğer hizmet sektörlerinin gelirlerini de azaltmaktadır.
Kayak merkezi işletmecileri, Turizm Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlarla koordineli bir şekilde çalışarak, bu krizin üstesinden gelmek için yeni stratejiler geliştirmek zorundadır. Yapılması gereken, sadece fiyatları artırmak değil, aynı zamanda iş yapma şekillerini ve hizmet sunumlarını güncellemektir. Bu tür değişikliklerin hayata geçirilmesi, kayak turizminin geleceği için kritik öneme sahiptir.