İzmir, geçtiğimiz yılın sonbaharında yeterli yağış alamasına rağmen, 2021 yılından bu yana en yağışlı aralık ayını geçirdi. Meteoroloji 2. Bölge Müdürlüğü verilerine göre, İzmir kent merkezinde aralık ayı yağışları normale ve önceki yıla oranla artış gösterdi. Uzun yıllar aralık ayı yağış ortalaması metrekareye 145,9 kilogram iken, 2023 yılının aralık ayında 116,1 kilogram, 2024’ün aynı döneminde ise 197,9 kilogram yağış kaydedildi. Bu durum, ortalama yağış miktarının normale göre yüzde 35, 2023’e göre ise yüzde 70 oranında bir artış yaşandığını gösteriyor.
Bu veriler ışığında, İzmir’de 2021 yılından bu yana metrekareye 230,6 kilogram yağış düşen en yağışlı aralık ayı yaşandığı ifade ediliyor. Ancak bu durum, barajlardaki su seviyelerini olumlu etkilemedi. Geçtiğimiz yılın sonbahar mevsimini kurak geçiren İzmir’de, aralık ayında yaşanan yağışlar barajların dolumunu tam olarak gerçekleştiremedi. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nden alınan verilere göre, 9 Ocak 2024 itibarıyla kente içme suyu sağlayan barajların doluluk oranları, geçen yılın aynı ayına göre ciddi bir şekilde geriledi.
Örneğin, Tahtalı Barajı’nın doluluk oranı yüzde 29’dan yüzde 12’ye, Balçova Barajı’nın yüzde 36’dan yüzde 23’e, Güzelhisar’da ise yüzde 71’den yüzde 65’e düştü. Diğer önemli barajlardan Alaçatı Kutlu Aktaş’ta doluluk oranı yüzde 29’dan yüzde 19’a, Ürkmez barajında ise yüzde 26’dan yüzde 18’e geriledi. İzmir’in su ihtiyacının yarıya yakınının karşılandığı Tahtalı Barajı, aralık ayı başında su seviyesinin yüzde 10’a kadar düştüğünü gösteriyor. Yağışların ardından bir miktar artış sağlansa da, barajlardaki doluluk hala istenilen seviyelere ulaşmış değil.
BARAJLARDAKİ DURUM
İzmir Bakırçay Üniversitesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şermin Tağıl, aralık ayının yağışlı geçmesinin kuraklığın sona erdiği anlamına gelmediğini vurguladı. Barajların yeniden dolumunun kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Tağıl, yağışların sızma yoluyla dolum sürecine katkı sağladığını ifade etti. Ayrıca, İzmir’in içme suyunun yüzde 52’sinin yeraltı sularından, yüzde 48’inin ise yüzeyel su kaynaklarından sağlandığını belirtti. Güney İzmir’in büyük ölçüde yüzeysel su kaynaklarından beslendiği ve Tahtalı Barajı’nın en önemli su kaynağı olduğu biliniyor.
Yağışların sürmesi beklenirken, son iki su yılındaki yağış azlığı ve yaz aylarındaki yüksek sıcaklıkların yeraltı suları dengesini sağlamayı zorlaştırdığı vurgulanıyor. Bu noktada, İzmir’in karşılaştığı su krizinin çözümü için altyapı iyileştirmeleri ve sürdürülebilir su yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi gerektiği önemli bir konu olarak gündeme geliyor.
Sonuç olarak, yoğun yağışların yaşanmasına rağmen İzmir’in barajlarının doluluk oranlarının düşmesi, su yönetimi politikalarının yeniden gözden geçirilmesi ve su kaynaklarının verimli kullanılması gerektiğini gösteriyor. Yeraltı sularının korunması ve yüzeysel su kaynaklarının etkin yönetimi, ilerleyen dönemlerde İzmir’in su güvenliği açısından kritik bir öneme sahip olacaktır.