Yeni yılın ilk saatlerinde, 1 Ocak 2025 tarihinde, İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar sonucunda çoğu çocuk 9 Filistinli hayatını kaybetti. Bu olay, uluslararası gündemde büyük yankı uyandırdı ve bölgedeki gerginlikleri daha da derinleştirdi. Sağlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, İsrail ordusunun sabah saatlerinde Gazze’nin ortasında bulunan Bureyc Mülteci Kampı’na gerçekleştirdiği hava saldırısında bir kadın ve bir çocuk yaşamını yitirdi.
Görgü tanıkları, yeni yılın ilk dakikalarında İsrail’e ait bir insansız hava aracıyla düzenlenen saldırının ardından çok sayıda yaralı olduğunu bildirdi. Bu tür olaylar, bölgede süre gelen çatışmaların ve insani krizin boyutlarını gözler önüne seriyor. Tanıklar, İsrail ordusunun Bureyc Mülteci Kampı’nın yanı sıra Nusayrat mülteci kamplarının doğu ve kuzey bölgelerini yoğun topçu ateşiyle hedef aldığını ifade etti.
İsrail ordusu, Kassam Tugayları’nın güneydeki Netivot kasabasına roket atışı yapmasının ardından, Bureyc Mülteci Kampı’ndaki bazı bölgelerin derhal tahliye edilmesi gerektiğini belirten bir açıklama yaptı. Özellikle güneyde, İsrail topçu birliklerinin Han Yunus’un Fahhari kasabası ile Refah’ın Mevasi bölgesinde yoğun bombardımanlar gerçekleştirdiği bildirildi. Görgü tanıkları, Fahhari’de “Ebu Taime” ailesine ait bir evin bombalandığını ve yaralıların Han Yunus’un doğusundaki Avrupa Hastanesi’ne kaldırıldığını aktardı.
Kuzeyde de durum oldukça iç karartıcıydı. Cibaliye beldesinde bir ev, İsrail güçlerince bombalandı ve bu saldırıda çoğu çocuk olmak üzere 7 Filistinli hayatını kaybetti. Yaralıların El-Ehli Baptist Hastanesi’ne götürüldüğü bildirildi. Tanıklar, Cibaliye’nin batısındaki Nezle bölgesine çok sayıda top mermisinin düşmesiyle birlikte, İsrail ordusunun Beyt Lahiya ile Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki binaları ve mahalleleri yok ettiğini kaydetti. Bu durum, halkın güvenliğinden ve yaşam standartlarından ciddi şekilde etkilenmesine yol açtı.
Ayrıca Gazze’nin kuzeybatısındaki Siftavi Mahallesi’ne de İsrail askerleri tarafından topçu ateşi açıldığına dair bilgiler mevcut. Saldırılar, bölgedeki insani durumu daha da kötüleştiren bir teşkilatın ve düşmanlıkların özetini sunuyor. Birçok vatandaş, yaşam alanlarının yıkılması ve temel hizmetlerin aksaması gibi sorunlarla karşı karşıya kalırken, uluslararası toplumun bu durum karşısında nasıl bir tutum alacağı da merak konusu. Bu süreçte, yaralıların hastanelere yetiştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin sağlanması gibi insani yardımların nasıl gerçekleştirileceğine dair endişeler büyüdü.
Yine de, yaşanan bu tür olaylar uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmekte ve birçok insan hakları kuruluşu, bu tür saldırıları kınamakta ve bölgedeki kalıcı barış çözümlerinin bir an önce geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Gazze’deki halk için bu saldırıların sonu gelmeyecek gibi görünüyor, zira her yeni gün yeni bir korku ve endişeyle başlamaktadır.