İran, Ortadoğu’nun en büyük askerî güçlerinden birisine sahip olup, en az 580 bin aktif askeri bulunmaktadır. Bunların yanı sıra 200 bin yedek askerle birlikte, toplamda önemli bir insan kaynağına erişimi vardır.
Ülkenin ordusu ile devrim muhafızları, ayrı ayrı kara, hava ve deniz kuvvetlerine sahiptir. Sınır güvenliği konusundaki sorumluluklar devrim muhafızlarına aittir. Tüm bu askeri kolların koordinasyonu ise genelkurmay başkanı tarafından yönetilmektedir ve bu makam, askeri stratejilerin geliştirilmesinde kilit bir rol oynamaktadır.
Devrim muhafızlarının içinde, Kudüs Gücü adında özel bir birim de bulunmaktadır. Bu birim, İran’ın direniş ekseninde yer alan gruplara eğitim, silah yardımı ve destek sağlama görevlerini üstlenmektedir.
Bu desteklenen gruplar arasında Lübnan’daki Hizbullah, Irak’taki Şii milisler, Gazze’deki Hamas ve İslami Cihad örgütleri ile Yemen’deki Husi milisleri bulunmaktadır. İleriye dönük bir çatışma durumunda bu vekil güçlerin, İran’a destek verme olasılığı üzerinde durulmaktadır. İran’ın bu gruplara sağladığı silahların arasında drone, balistik füze ve seyir füzeleri yer almaktadır.
Hizbullah, İran’a en yakın olan vekil güç olarak dikkat çekmektedir ve iki taraf arasındaki stratejik ilişki oldukça önemlidir.
Ordunun baş komutanı ise dini lider Ayetullah Ali Hamaney’dir. Hamaney, ülkedeki çeşitli askeri stratejiler üzerinde son söz sahibi olan kişidir.
İran’ın uzun yıllardır izlediği askeri strateji, caydırıcılık ilkesi üzerine inşa edilmiştir. Özellikle uzun menzilli füzeler, drone teknolojileri ve hava savunma sistemleri üzerinde yoğunlaşılmaktadır.
İran ordusunun deniz kuvvetleri de ön plandadır; hücumbotlar ve küçük denizaltı filolarından oluşan bir yapıya sahiptir. Bu filoların, Hürmüz Boğazı ve Basra Körfezi gibi stratejik noktaları kapatma kapasitesine sahip olduğu belirtilmektedir.
İran, Ortadoğu’daki en fazla drone ve füzeye sahip ülkelerden biri olarak öne çıkmaktadır. İddiaya göre, 2 bin 500 kilometre menzil kapasitesine sahip Secil füzeleri saatte yaklaşık 17 bin kilometre hıza ulaşabilmektedir ve bu füzelerle birçok hedefe ulaşma konusunda güçlü bir kapasiteye sahiptir.
Kheibar adı verilen ve yaklaşık 2 bin kilometre menzil sunan başka bir füze daha mevcuttur. Hacı Kasım füzesi ise, menzilinin 1400 kilometre olduğu ve 2020’de ABD saldırısında hayatını kaybeden İran devrim muhafızları komutanı Kasım Süleymani’den adını aldığı bilinmektedir.
2023 yılında, İran’ın ilk hipersonik balistik füzesi Fettah’ı tanıttığı duyurulmuştur. Bu füzeler, ses hızının beş katına kadar ulaşabilme kapasitesine sahiptir.
İran’ın füze programının, Kuzey Kore ve Rusya örnek alındığı ve Çin’in teknik desteği ile geliştirildiği ifade edilmektedir. Son yıllarda drone programına da ağırlık verildiği ve bu kapsamda yaklaşık 2 bin 500 kilometre menzil sunan alçaktan uçabilen drone’lar geliştirildiği bildirilmektedir.
İran, ürettiği drone’ları uluslararası pazara da sunmaktadır; Rusya’nın Ukrayna’da ve Sudan’daki çatışmalarda İran yapımı drone’ları kullandığı yönünde haberler bulunmaktadır.
Ülke genelinde yayılmış olan İran’ın askeri üsleri ve mühimmat depoları, hava savunma sistemleriyle korunmaktadır. Bu yapılar genellikle yer altındadır ve bu durum, hava saldırıları ile hedef alınmalarını zorlaştırmaktadır.
Yüksek teknolojiye sahip silah ve mühimmatları almakta zorluk çeken İran, uluslararası yaptırımlar nedeniyle dışa bağımlı bir yapıda kalmıştır. 1980’lerdeki İran-Irak savaşında da çoğu ülke, İran’a silah satmayı tercih etmemiştir.
1989’da Ayetullah Ali Hamaney, devrim muhafızlarına yerli savunma sanayini geliştirmeleri yönünde talimat verdi. O tarihten bu yana, İran kendi silah ve mühimmatlarını üretme başarısını göstermiştir. Ancak donanma gemileri ve zırhlı araç yapımı konusunda istenen sonuçlara tam anlamıyla ulaşılamamıştır.
İran’ın elinde 300 kilometre menzil kapasiteli gemi savar füzeleri olduğu bilinmektedir. Khalid Farzh olarak adlandırılan bu füzeler, bir tondan fazla savaş başlığı taşıyabilmektedir.
Uzmanlar, İran’ın en zayıf askeri kolu olarak hava kuvvetlerini göstermektedir. Ülkedeki savaş uçaklarının çoğu, 1941-1979 yılları arasında hüküm süren Şah Rıza Pehlevi dönemine aittir ve yedek parça sıkıntısı nedeniyle büyük bir kısmı kullanılamaz durumdadır.
Tanklar ve zırhlı araçların da yenilikten uzak olduğu dikkat çekmektedir. İran’ın savaş gemileri de oldukça sınırlıdır. Küresel askeri güç sıralamaları doğrultusunda İran, asker sayısında 14. sırada, İsrail ise 17. sırada yer almaktadır.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre, Ortadoğu’da askeri harcamalar yönünden en fazla bütçeye sahip ülke Suudi Arabistan’dır. İsrail de askeri harcamalarını artırarak 2023’te 27.5 milyar dolara ulaşmayı başarmıştır. İran, Orta Doğu’da askeri harcamalar açısından dördüncü sırada yer almakta ve bütçesi 2023 yılında 10 milyar doları aşmıştır. Devrim muhafızlarına ayrılan bütçe 2019-2023 yılları arasında önemli bir artış göstermiştir.