İngiltere’de 30 yıllık devlet tahvillerinin getirisi, 1998 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Bu durum, daha kısa vadeli tahvillerin de getirilerinin artmasıyla birlikte gerçekleşti. Özellikle, İngiltere Borç Yönetim Ofisi’nin geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği 30 yıl vadeli 2,25 milyar sterlin değerindeki tahvil ihalesinin ardından, yatırımcıların dikkatleri yoğunlaştı. Böylece, 30 yıl vadeli devlet tahvilinin getirisi 1998’den bu yana kaydedilen en yüksek düzeye ulaşırken, 10 yıllık borçlanma maliyetlerinin de 2008 finansal krizinden bu yana en yüksek seviyeye çıktığı görüldü.
Borçlanma maliyetlerindeki bu keskin artış, aynı zamanda ABD dolarının küresel ölçekte güçlendiği bir döneme denk geliyor. Bu durum, İngiltere’nin kamu maliyesinin sürdürülebilirliğine dair piyasalarda endişeleri artırdı. Sonuç olarak, İngiliz sterlininin, dolar karşısında son bir yıl içinde en zayıf performansını sergilemesine neden oldu.
Bu tahvil krizi, Maliye Bakanı Rachel Reeves’in uzun süre planlanmış olan Çin ziyareti ile aynı döneme denk geldi. Aynı zamanda, Reeves, Avam Kamarası’nda milletvekillerinin sorularını yanıtlamak için Hazine Müsteşarı Darren Jones’u görevlendirmek durumunda kaldı. Jones, piyasalardaki çalkantıyı kabul ederek, mali piyasalardaki değişkenliğin her zaman mevcut olduğunu ve tahvil piyasasının dinamiklerinin hem uluslararası hem de yerel birçok faktör tarafından belirlendiğini vurguladı.
Analistlerin görüşlerine göre, İngiltere’nin tahvil piyasasındaki bu çalkantının yalnızca İngiltere’ye özgü bir durum olmadığını belirtmek önemlidir. ABD’de tahvil faizlerinin artışı, İngiltere’deki piyasalarda da etkilerini göstermekte. Ancak İngiltere’nin dış borçlanma gereksinimlerinin yüksek olması nedeniyle ekonomik kırılganlığının daha fazla olduğu konusu da analistler tarafından dikkate alınıyor. Bu tür uluslararası etmenlerin İngiltere’nin mali piyasaları üzerinde nasıl bir etki yarattığı, hem yerel hem de küresel yatırımcılar için önemli bir izleme konusu haline geldi.
Sonuç olarak, İngiltere’nin tahvil piyasasında yaşanan bu gelişmeler, ülkenin ekonomik durumu üzerinde ciddi etkiler yaratma potansiyeline sahip. Hem kısa hem de uzun vadeli yatırımcılar için risklerin arttığı bu dönemde, piyasalardaki belirsizlikler, çeşitli stratejilerin gözden geçirilmesine yol açabilir. Dolayısıyla, İngiltere’nin mali geleceğini, uluslararası koşullar, piyasa dinamikleri ve siyasi gelişmeler belirleyecektir.
