Batman’ın tarihi Hasankeyf ilçesinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda 800 yıllık bir kap parçası ortaya çıkarılmıştır. Bu kap parçasının üzerinde Anadolu parsına ait olduğu düşünülen figür yer almaktadır. Hasankeyf, dünyanın en eski yerleşim yerleri arasında sayılmakta olup, bu önemli kazılar 2024 yılı itibarıyla tamamlanmıştır.
Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Doç. Dr. Zekai Erdal’ın başkanlığında bir araya gelen uzman ekip, kazılarda birçok tarihi eseri gün yüzüne çıkarmıştır. Bu eserler arasında, Artuklular dönemine ait olan ve Anadolu parsının figürünü taşıdığı tahmin edilen kap parçasının yanı sıra, Geç Roma dönemine ait gözyaşı şişeleri de dikkat çekmektedir.
Kazının başkanı Doç. Dr. Zekai Erdal, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ve desteğiyle 2024 yılı kazı sezonunun geçen yıl temmuz ayında başladığını ve 31 Aralık’ta sona erdiğini açıklamıştır. Bu yılki kazılar özellikle Hasankeyf’teki Büyük Saray ve çevresinde yoğunlaşmıştır. Kazılarda ayrıca İslami döneme ait lüster tekniğiyle yapılmış seramik kap malzemeleri de gün yüzüne çıkarılmıştır.
“KABIN KENARINDA HAYVAN MÜCADELESİ SAHNESİ TESPİT ETTİK”
Erdal, bulunan eserler arasında en dikkat çekici olanının Artuklular dönemine ait olan lüster tekniğinde yapılmış, hayvan mücadelelerini anlatan kap parçası olduğunu belirtmektedir. Kırık olan bu parçanın ön kısmında bir vahşi hayvan figürü, arka kısmında ise bir yaban keçisi figürü bulunmaktadır. Kazının gerçekleştirildiği bölgedeki diğer buluntular ile birlikte, bu kap parçasının kenarında hayvan mücadelesi sahnelerinin tespit edildiği ifade edilmiştir. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Yaban Hayatı Daire Başkanlığı ile yapılan görüşmeler sonucunda, kaptaki özgün hayvan figürünün büyük ihtimalle Anadolu parsına ait olduğu bilgisi edinebilmiştir.
KABIN EKSİK PARÇASININ SONRAKİ KAZILARDA BULUNMASI HEDEFLENİYOR
Doç. Dr. Zekai Erdal, bu kap parçasının eksik kalan bölümünün gelecek yılki kazı sezonunda bulunmasını hedeflediklerini dile getirmiştir. Artuklular dönemine ait bu eser, 1200’lü yıllarda Anadolu parsının bu bölgede yaşamış olduğunu ve o dönemdeki insanların, bu hayvanı günlük yaşamlarında ve sanatsal eserlerinde kullandığını göstermektedir. Ayrıca, bu parçanın belgelenme özelliği de oldukça önemlidir. Geçen yılki kazılarda, Büyük Saray’ın doğusundaki bir mezarlık alanında 4. yüzyıla ait iki gözyaşı şişesi bulunduklarını ifade eden Erdal, gözyaşı şişelerinin Hristiyanlık öncesi inançlara dayanarak var olduğunu eklemiştir.
