Tarihi Harput Mahallesinde bulunan MÖ 3000 yıllarından itibaren yerleşime başlanan ve 8. yüz yılda Urartu Krallığı tarafından surlarla çevrelenen Harput Kalesinde yürütülen restorasyon ve arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Urartu Krallığı tarafından surlarla çevrilen Harput Kalesinin batı surlarında iki burç arasında kalan bölgenin, 3 yıl süren kazı çalışmaları sonucu elde edilen buluntulardan, bin yıllık “sanayi sitesi” keşfedilmişti. Yapılan kazılar sonucu demir atölyeleri, maden eritme ocakları ve depo alanlarından oluşan bin metrekarelik kompleks bir alan olduğu tespit edilen sanayi sitesinde daha sonra elde edilen özellikle bakır sikke, porselen bazı mobilya aksamlar ve diğer buluntuların sanayi atölyeler bölümünün 1850’lere kadar kullanıldığı ortaya çıktı.
Bizans, Artuklu, Selçuklu, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlı dönemlerinde aktif kullanıldığını ve en az bin yıllık olduğu tespit edilen atölyelerde kazı ve restorasyon çalışmaları sürüyor.
”FARKLI AMAÇLARDA KULLANILAN ERİTME FIRINLARI YER ALIYOR”
Dönemin sanayi sitesi olarak kullanılan alan ile ilgili bilgi veren belirten Prof. Dr. İsmail Aytaç, ”Harput Kalesinde demirci atölyelerinin bulunduğu bölüm restore edilmiş olan kısmı. Bu gördüğümüz alan yaklaşık bin metrekarelik bir alan. Altta sarnıç üstte atölye olan kısımdayız. Yan taraftaki kazılarımız, çalışmalarımız devam ediyor. Buradaki kısımda ise restorasyonlar tamamlandı ve ziyarete açık hale geldi. İç içe geçmiş ısı derecelerine göre farklı amaçlarda kullanılan eritme fırınları yer alıyor. Yanlarında da yine burada çıkan demir külçeleri bulunmaktadır. Bölgede elde edilen bu külçeler buraya getirilmiş, mamule dönüştürülmüştür. Bazıları döküm tekniğiyle mamul olmuş bazıları da özellikle şekillendikten sonra dövme tekniğiyle mamule çevrilmiştir. Çok sayıda burada ok ve mızrak uçları, metal nal ve çivi, süs eşyası, mobilya aksamı çıktı” dedi.
”SAVAŞ ZAMANINDA ASKERİ MALZEME ÜRETİLDİĞİNİ ANLIYORUZ”
Elde ettikleri objelerden bin yıllık olan sanayi sitesinin 150 yıl öncesine kadar kullanıldığını ifade eden Prof. Dr. Aytaç, ”Savaş zamanında daha çok askeri malzeme üretildiğini anlıyoruz. Barış zamanında da günlük yaşam ile ilgili eserlerin üretildiği atölyeler kısmı var. Zamanının sanayi sitesi demek yanlış olmayacaktır. Atölyeler bölümü en az bin yıllık ve 1850’lere kadar kullanıldığını söyleyebiliriz. Hem burada çıkan bir bakır sikkeden hem de porselen bazı mobilya aksamlarından ve diğer buluntular o tarihlere kadar buranın kullanıldığını gösteriyor. 1860’larda Harput Kalesinde askeri birlik garnizon şehre taşınınca burası da yavaş yavaş kullanımdan düşmüş, ondan sonra da toprakla kapanmıştı. Biz endüstri mirası olarak kazılarını yaptık ve turizme kazandırma noktasına geldik” diye konuştu.
Tarihi Harput Mahallesi’nde yer alan ve M.Ö. 3000 yıllarından beri yerleşime açılan Harput Kalesi’nde yürütülen restorasyon ve arkeolojik kazı çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Urartu Krallığı döneminde surlarla çevrilen bu kalenin batı surları arasında yer alan bölgedeki kazı çalışmaları, toplamda üç yıl sürdü. Bu süreçte elde edilen buluntular arasında, bin yıllık bir “sanayi sitesi” tespit edildi. Yapılan incelemelerde demir atölyeleri, maden eritme ocakları ve depo alanlarından oluşan alanın, toplamda yaklaşık bin metrekare olduğu belirlendi. Ayrıca, bu sanayi sitesinde bulunan bakır sikkeler, porselen mobilya aksamları gibi keşifler, alanın 1850’lere kadar aktif bir şekilde kullanıldığını gösteriyor.
Kazılar sırasında, Bizans, Artuklu, Selçuklu, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda yapının izlerine rastlandı. Bu atölyelerin, tarihi süreç boyunca sürekli olarak kullanıldığını ortaya koyan çalışmalar, alanın en az bin yıllık geçmişe sahip olduğunu doğruluyor. Restorasyon ve kazı faaliyetleri, bu tarihi eserlerin gün yüzüne çıkarılması amacıyla sürdürülüyor.
Restorasyon hakkında bilgi veren Prof. Dr. İsmail Aytaç, Harput Kalesi’nde yer alan demirci atölyelerinin restore edilen bölümünü ziyaret ettiğini belirtti. Yaklaşık bin metrekarelik alanda, alt kısımda sarnıç ve üst kısımda atölyeler bulunduğunu ifade eden Aytaç, kazı çalışmalarının devam ettiğini de vurguladı. Restorasyon tamamlanan alan, ziyaretçilere açılmış durumda ve burada iç içe geçmiş ısı derecelerine göre farklı amaçlarla kullanılan eritme fırınları yer alıyor. Prof. Dr. Aytaç, fırınların etrafında bulunan demir külçelerinin burada üretimin yapıldığını ortaya koyduğunu aktardı.
Ayrıca Prof. Dr. Aytaç, elde ettikleri objeler sayesinde bin yıllık sanayi sitesinin 150 yıl öncesine kadar kullanıldığını belirtti. Savaş dönemlerinde askeri malzeme üretiminde yoğunlaştıklarını, barış zamanlarında ise günlük yaşamla ilgili eserler üretildiğini söyledi. Bu nedenle, bulunduğu dönem itibarıyla burayı bir sanayi sitesi olarak nitelendirmenin doğru olduğunu ifade etti. Atölyelerin en az bin yıllık geçmişe sahip olduğunu ve 1850’lere kadar aktif olduğunu belirten Aytaç, buradan çıkan bakır sikkeler ile porselen eşyaların bu tarihi süreci desteklediğine dikkat çekti.
1860’lı yıllarda Harput Kalesi’ndeki askeri birliğin şehre taşınmasıyla birlikte buranın kullanımının azaldığını da aktaran Aytaç, zamanla toprakla kapandığını söyledi. Kazıların endüstriyel miras olarak gerçekleştirildiğini belirten Aytaç, bu tarihi alanların turizme kazandırılması için çalışmaların devam ettiğini ifade etti.