Güney Kore’de, Devlet Başkanı Yoon Seok-yeol’un liderliğinde yaklaşık beş saat süren sıkıyönetim durumu, toplanan kabine üyelerinin karar vermesinin ardından sona erdirildi. Yoon, sıkıyönetim kararını kaldırmak üzere hemen bir toplantı yapacaklarını duyurdu ve toplantının ardından sıkıyönetimi sonlandıracaklarını belirtti. Bu önemli gelişme, Yoon’un sıkıyönetimi sona erdirecek önergenin Ulusal Meclis’teki oylamada kabul edilmesiyle mümkün oldu. Oylamada, 190 milletvekili, sıkıyönetimin kaldırılmasını destekledi.
Yoon’un iktidarındaki sıkıyönetim kararı, ülkedeki Kuzey Kore yanlısı güçlere karşı bir önlem olarak lanse edildi. Başkan Yoon, sıkıyönetim uygulamasının “Kuzey Kore yanlısı güçleri ortadan kaldırma ve anayasal özgürlük düzenini koruma” amacı taşıdığını ifade etti. Ancak muhalefet, bu durumu eleştirerek, Yoon’un yolsuzluk iddiaları nedeniyle azil sürecinin tetikleyicisi olduğu görüşünü savundu. Muhalefete göre, ülke herhangi bir savaş veya kriz içinde değilken sıkıyönetim ilan edilmesi gereksizdi.
Sıkıyönetim Olgusu ve Geçmişteki Uygulamaları
Güney Kore anayasasının 77. maddesine göre, Devlet Başkanı, “savaş, silahlı çatışma, ulusal acil durum ya da kamu güvenliği ve düzeninin gerektirdiği hallerde” sıkıyönetim ilan edebilmekte. Bu çerçevede, Yoon’un sıkıyönetim kararı anayasası gereği hukuki bir zemin bulmuş olsa da, muhalefet bu durumu eleştirerek, Yoon’un kişisel motivasyonlarını sorguladı.
Güney Kore tarihinde sıkıyönetim ilanı, en son 1979-1981 yılları arasında askeri darbe ile uygulanmış ve 440 gün sürmüştü. Bu tarihteki sıkıyönetim kararı, yine askeri güçler tarafından sonlandırılmıştı. Bugün ilan edilen sıkıyönetim ise, ülke tarihindeki 13’üncü sıkıyönetim olayı olarak kaydedildi. Bu tür durumlar, Güney Kore’nin demokratik geçmişinde önemli yer tutmasına rağmen, her defasında toplumda siyasi gerginlik ve kutuplaşma yaratmıştır.
Sonuç olarak, bugün yaşanan bu gelişmeler, Güney Kore’deki siyasi atmosferin ne denli karmaşık olduğunu ve mevcut yönetimin zorluklarla nasıl başa çıkabileceğini göstermektedir. Yoon Seok-yeol’un liderliği altında yaşanan sıkıyönetim durumu, sadece iç politika dinamiklerini etkilemekle kalmayacak; aynı zamanda uluslararası düzeyde Güney Kore’nin imajı ve itibarını da sorgulatabilir. Bu çıkmazın nasıl aşılacağı ve hükümetin gelecekteki hamlelerinin neler olacağı merak konusu olmaya devam ediyor.