Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ataş, kış mevsiminde grip ve benzeri solunum yolu enfeksiyonlarının göze de taşınabileceğinin altını çiziyor. Öksürme ve hapşırma sırasında havaya salınan küçük partiküllerin, doğrudan gözle temas etmesi durumunda enfeksiyona neden olabileceğini belirtiyor. Bu durum, özellikle kalabalık ortamlarda, yani okullarda, kreşlerde veya alışveriş merkezlerinde sıkça görülebilen bir durum. Kış aylarının geldiği bu dönemde, kapalı alanlarda bir araya gelmek, göz enfeksiyonu riskini artırıyor.
Prof. Dr. Mustafa Ataş, göz enfeksiyonlarını konuşurken, konjonktivit terimini öne çıkarıyor. Gözün kapakları ve beyaz kısmının iltihabı olarak tanımlanan konjonktivitler, bakteriyel, viral ya da alerjik olabiliyor. Fakat, kış aylarında en sık karşılaşılan türü, viral konjonktivitlerdir. Özellikle adenoviral konjonktivitlerin, virüs kaynaklı üst solunum yolu enfeksiyonları ardından hapşırma ve öksürmeden yayılan partiküllerle göze geçebileceğini vurguluyor. Bu tür enfeksiyonlar çoğunlukla iyi huylu seyretse de, bazı durumlarda ciddi izler ve görme kaybı gibi tehlikeli durumlara yol açabileceğini ifade ediyor.
Enfeksiyonun başlangıcı genellikle iyi huylu bir tablo çizerken, bazı türleri gözün kornea tabakasını da etkileyebilir. Kornea iltihaplandığında, ciddi veya kalıcı göz sorunları meydana gelebilir. Bu tür durumlar ortaya çıktığında, Prof. Dr. Ataş’ın önerisi, bir göz doktoruna başvurarak muayene olmaktır. Tedavi genellikle destekleyici ve rahatlatıcı yöntemlerle gerçekleştirilse de, kornea tutulumu varsa daha uzun vadeli bir tedavi süreci gerekebilir.
Bunun yanı sıra, Mustafa Ataş, hastalıkların elden göze geçişinin en önemli bulaşma yolu olduğunu belirtiyor. Özellikle çocuklar arasında bakteriyel konjonktivit gibi durumlar, orta kulak iltihabı veya bademcik iltihabı gibi diğer enfeksiyonlarla birlikte seyredebilir. Bakteriyel konjonktivitler, genellikle basit göz enfeksiyonları olarak düşünülebilir. Ancak, bu türler de bazen ciddi hale gelebilirler ve korneayı etkileyen durumlardan dolayı körlükle sonuçlanabilir.
Prof. Dr. Ataş, göz enfeksiyonlarını ciddiye almak ve tedavisini ihmal etmemek gerektiğinin altını çizerek, “Basit bir göz iltihabı dememek gerekiyor” uyarısında bulunuyor. Enfeksiyonun yayılmasını önlemek için, el hijyenine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamakta. Özellikle ortak kullanılan havlu ve eşyalar, dikkat görmekte. Eğer ciddi bir enfeksiyon varsa, hastaların toplumdan izole edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Kontak lens kullanan kişilerin de bu süreçte lenslerini bırakmaları gerektiğine dikkat çeken Ataş, iyileşme sürecinde belirtilerin geçmesinin ardından en az 2-3 gün lens kullanmaktan kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Bulaşma yollarının çoğu zaman doğrudan el ile veya havada salınan partiküllerle gerçekleştiğini söyleyerek, bu durumda el hijyeninin ve dikkatli olmanın ne denli önemli olduğunu tekrar hatırlatıyor. Enfeksiyonlardan korunmak için alınacak basit önlemler hem kişiyi hem de çevresini koruyacaktır.