Gazze Şeridi’nde Kemal Advan Hastanesi, İsrail’in düzenlediği saldırılar sonucunda ciddi bir kriz içerisindedir. Bu hastane, Gazze’nin kuzeyinde hayatta kalan son sağlık merkezi olup, bu durum bölgedeki halk için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Hastanenin elektrik sistemleri, İsrail’in silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) yaptığı bombardıman sonucunda hedef alınan jeneratörler ve yakıt depoları nedeniyle kesilmiştir. Bu gelişme, hastanenin sunmuş olduğu sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini ciddi şekilde etkilemektedir.
Hastane Müdürü Mervan el-Hams, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, iletişimin kesildiğini ve hastanenin zor bir durumda olduğunu belirtmiştir. El-Hams, İsrail’in hastaları tahliye etmeye fırsat bırakmadan hastaneyi boşaltmaya çalıştığını da ifade etmiştir. Bu durum, hastanelerde kalan hastaların yaşamı için büyük bir risk oluşturmaktadır.
Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiyye, dün başlayan ve devam eden saldırılara dikkat çekerek, hastanenin kadın doğum ve yenidoğan bölümlerinin doğrudan hedef alındığını vurgulamıştır. Ebu Safiyye, “Tüm dünya bizi duyuyor, fakat ne yazık ki çağrılarımız cevapsız kalıyor.” ifadelerini kullanarak, uluslararası toplumun sessizliğine işaret etmiştir. Bu durum, hastanenin göstermek zorunda kaldığı insani çabaların ne kadar acil olduğunu da ortaya koymaktadır.
Kemal Advan Hastanesi, 1973’te suikasta uğrayan Fetih Merkezi Komite Üyesi Kemal Advan ismini taşıyan ve Gazze Şeridi’nin kuzeyinde bulunan en büyük sağlık merkezi olarak bilinir. Öncesinde 400 binden fazla insana sağlık hizmeti sunan bu hastane, Ekim ayının ilk haftasından bu yana düzenlenen bombardımanlar ve askeri kuşatma altında büyük saldırılara maruz kalmıştır. Şu anda hastanede sadece iki doktor ile sınırlı sayıda hemşire çalışmakta ve buna rağmen, insanlık görevi olarak sağlık hizmetlerini sürdürmeye devam etmektedirler.
Hastane yetkilileri, Kemal Advan Hastanesi’nin artık bir “askeri hedef” olarak muamele gördüğünü vurgulamaktadır. Bu durum, sağlık sektörünün savaş alanında nasıl bir tehdit altında olduğunu açıkça göstermektedir. 7 Ekim 2023’ten itibaren başlayan saldırılarda, yaklaşık 45 bin 259 Filistinli yaşamını yitirmiştir. Bu ölümlerin 17 bin 492’si çocuk ve 11 bin 979’u kadın olup, 107 bin 627 kişi de yaralanmıştır. Tüm bu istatistikler, savaşın insanlık ve insani değerler üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne sermektedir.
Halkın sığındığı hastaneler ve eğitim kurumlarının hedef alınmasıyla birlikte, sivil altyapı da ciddi şekilde tahrip edilmektedir. Enkaz altında hala binlerce ölü olduğu bildirilmekte ve bu durum bölgedeki insani krizin ne kadar derinleştiğine işaret etmektedir. Bu noktada, uluslararası topluma düşen görevlerin acilen yerine getirilmesi ve durumu kurtarma çabalarının artırılması gerekmektedir.