Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından tamamlanan 564 tesisin toplu açılış törenine katıldı. Bu törende suyun hayatımızdaki önemine vurgu yapan Erdoğan, “Küresel ısınma, kuraklık, kentleşme ve plansız sanayileşme gibi süreçler, su kaynaklarımızı olumsuz etkilemektedir. Buna ek olarak hızlı tüketim kültürü ve su kirliliği gibi tehditler, mevcut su kaynaklarının hızla erimesine neden olmaktadır.” dedi.
Erdoğan, muhalefete yönelik eleştirilerde bulunarak, İzmir Körfezi ve Haliç’teki kirliliğin çözümü konusunda gereken adımları atmadıklarını belirtti. “Muhalefet partileri suyun ve ormanların korunması konusunda gereken önlemleri almıyor. Lafa gelince çevreciyiz, doğayı seviyoruz dedikleri doğru ama eyleme geçmiyorlar.” açıklamasında bulundu.
“ÜCRETSİZ SU DAĞITMAK İÇİN VAKIFLAR KURDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında tesislerin ayrıntılarına da değindi. Toplamda 564 tesisin 8’inin baraj, 48’inin gölet, 26’sının içme suyu tesisi ve 350’sinin taşkın kontrol tesisi olduğunu belirtti. Bu projelerin toplam yatırım değerinin 98 milyar Türk Lirası olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bu tesislerle 1 milyon 147 bin dekarlık araziyi sulamaya açıyoruz ve yılda 128 milyon kWh hidroelektrik enerji üretiyoruz.” diye ekledi.
Tamamlanan tesislerin ekonomiye yıllık 18 milyar lira katkı sağlayacağını belirterek, “Milletimizin hizmetine sunduğumuz bu eserlerin hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. Su kaynaklarının korunmasının yalnızca bir fiziksel gereklilik değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Su bizim inancımızda, tarihimizde ve kültür dünyamızda hayati bir yer tutar. Medeniyetlerin yeşermesi için su hayati bir öneme sahiptir. Bu açıdan, su yollarının bakımına ve inşasına ek olarak halka ücretsiz su dağıtmak için çeşitli vakıflar kurduk.” sözleriyle konunun önemini pekiştirdi.
“İMKANSIZ SONUÇLAR DOĞURACAKTIR”
Doğadaki tahribatın temel sebeplerinden birinin kaynakların hoyratça kullanımı olduğuna işaret eden Erdoğan, temiz suya erişimin bir beka meselesi olduğunun altını çizdi. “Birçok alanda yaşanan gecikmeler telafi edilebilir ancak su kaynakları konusunda yaşanacak sorunlar telafisi imkansız sonuçlar doğuracaktır.” ifadesini kullandı. İklim kriziyle mücadelede Türkiye’nin önde gelen ülkeler arasında olduğunu belirten Erdoğan, toplumsal farkındalığı artırmak için sıfır atık projesi gibi girişimlerde bulunduklarını vurguladı.
“Suyu, toprağı ve ormanları gelecek nesillere emanet olarak görmeliyiz,” diyen Erdoğan, suyun tarım ve gıda güvenliği açısından önemini de dile getirdi. Türkiye’nin su açısından zengin bir ülke olmadığı, aksine su stresi yaşayan bir ülke olduğuna dikkat çekti.
MUHALEFETE TEPKİ
Erdoğan, muhalefete yönelik eleştirilerini sürdürerek, “Muhalefet partileri su ve ormanların korunması konusunda ciddi bir sorumluluk almıyor. Örneğin, İzmir Körfezi’nin kirlenmesini önlemek için herhangi bir somut adım atmıyorlar. Balıkların öldüğü, kötü kokuların yayıldığı bir ortamda bu durum onlar için umursanır bir konu değil.” şeklinde konuştu. Haliç’in de zamanla 1994 öncesi haline dönüşmeye başladığını ifade etti. “Tarıma, ormana ve çevreye dair meseleler, sadece bir siyasi partinin değil, tüm 85 milyon insanın ortak meselesidir.” ifadesini kullanan Erdoğan, 22 yılda yeni baraj ve göletler inşa edilerek toplamda 50