Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İslam Ülkeleri Büyükelçileri İftar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Aşırılık yanlısı anlayışlar, ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi menfur ideolojiler, birlikte yaşama hukukunu ve ahlakını hedef almaktadır.” ifadelerini kullandı. Bu program, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen önemli bir etkinlikti. Ramazan ayını ve bu ayın anlamını vurgulayan Erbaş, bu dönemin ilim, ibadet, ahlak ve kardeşlik iklimi olduğunu belirtti.
Erbaş, Ramazan’ın sadece aç kalmak değil, manevi bir atmosferde ruhu doyurmak anlamına geldiğini ifade etti. “Bu mübarek ayda ibadetlerimizle iç dünyamızın derinliklerine inip, fitrelerimiz, sadakalarımız, zekatlarımız ve diğer iyi eylemlerimizle kardeşlerimizin zorluklarını gidermeye çalışmalıyız” şeklinde konuştu. İslam’ın evrensel erdemlerini yeryüzüne yayma hedefinin önemine değinen Erbaş, birlik ve beraberliğin sağlanması gerektiğini vurguladı.
Konuşmasında insanlığın karşı karşıya olduğu küresel sorunlara da dikkat çeken Erbaş, “Dünyanın bir kesimi müreffeh bir hayat sürerken, diğer kesimi temel haklardan mahrum kalıyor. Zıtlıkların, çelişkilerin ve tutarsızlıkların hüküm sürdüğü bir dönem yaşıyoruz.” dedi. Bu bağlamda, aşırılık yanlısı ideolojilerin, bireylerin ve toplumların barış içinde yaşama çabalarını baltaladığını ifade etti.
“İŞGALCİ ZALİMLERİN GAZZE’DE YAPTIKLARI TARİHİNİN UTANÇ VESİKASIDIR”
Erbaş, uluslararası insanlık krizlerine de vurgu yaparak, Gazze’deki durumun kötüleştiğine dikkat çekti. “Açık hava hapishanesine dönüşen Gazze, gün geçtikçe aynı zamanda bir vahşet alanı haline gelmektedir. Kutsal şehir Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın durumu ise oldukça hüzün vericidir. Siyonistlerin Gazze’de işlediği soykırımlar, tarihin utanç vesikası olarak anılmaktadır.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
İslam coğrafyalarında yaşanan zulümlere son verme sorumluluğunun Müslümanların omuzlarında olduğunu belirten Erbaş, “Müslümanlar, birlik ve kardeşlik bilinciyle hareket ettiklerinde hiçbir sorunu aşamayacaklarına inanmıyorum. Bu nedenle tüm farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek, daha güzel bir gelecek inşa etmeliyiz.” sözleriyle dayanışmanın önemini vurguladı. Zulme karşı her zaman seslerini yükseltmeleri gerektiğini ekledi.
“FİLİSTİN TOPRAKLARI BİZİMDİR”
Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa da programa katılarak, Filistin halkının yaşadığı zorlukların sadece kendi trajedileri değil, tüm Müslümanların ve dünyanın yarası olduğunu belirtti. Ramazan ayında bile enkazları kaldırmaya çalışan Filistin halkının, hiçbir gücün tehcir edemeyeceğini vurguladı. “Bizim başka gidecek yerimiz yok. Filistin toprakları bizimdir. Kudüs ve Filistin’in bir tek taşı ve toprağı için bile taviz veremeyiz.” dedi.
Mustafa, Türkiye’nin, Filistin halkının yanında durması dolayısıyla teşekkürlerini iletti. Bu duygu ve düşünceler, hem İslam dünyası hem de uluslararası toplum için önemli mesajlar taşıyan bir ifadeydi.