Diyarbakır anneleri, terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan çocukları için eski HDP il binası önünde 3 Eylül 2019 tarihinden beri sürdürdükleri oturma eylemini 1932’nci gününde kararlılıkla devam ettiriyor. Aileler, kendi çocuklarına kavuşabilmek için yaşadıkları acıyı dayanışma içinde paylaşırken, toplumsal bir farkındalık yaratma amacını gütmektedirler.
Bu eylemde, anneler ellerinde çocuklarının fotoğraflarıyla durarak, kaybettikleri evlatlarına geri dönmeleri için çağrıda bulunuyor. Eylem süresince, öne çıkan isimlerden biri olan Çiğdem Adak, oğlu Enes’i 4 yıldır görmediğini dile getirerek, “Onsuz gecemiz gece, gündüzümüz gündüz değil. Oğlum 16 yaşındaydı, daha çocuktu.” ifadelerini kullandı. Annesinin özlemini çeken Adak, tüm gençlere annelerine ve vatanlarına dönmeleri için seslenerek, bu çağrısını herkese ulaştırmak istiyor.
Bir diğer katılımcı ise Van’dan gelerek eyleme destek veren Gevez Erdinç. Oğlu Mikail’in, kendisini kandırarak dağa götüren kişiler tarafından etkilenip Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde eğitim alırken PKK’ya katıldığını ifade etti. Oğluna olan özlemini paylaşan Erdinç, güvenlik güçlerine teslim olması yönündeki çağrısını yineleyerek, “Oğlum, seni çok özledim. Lütfen geri dön.” şeklinde duygularını aktardı.
Diyarbakır annelerinin bu oturma eylemi, toplumsal bir olay haline gelerek, Türkiye genelinde giderek artan bir destek bulmuş durumda. Aileler, çocuklarını kaybetmenin acısını paylaşırken aynı zamanda toplumu bilinçlendirme hedefi güdüyor. Birçok insan, eylem alanında annelere destek vermek üzere bir araya gelerek yaşanan dramı yakından takip ediyor.
Bu sürecin anneler için bir umut kaynağı olduğunu belirten katılımcılar, PKK’nın elinde bulunan tüm bireylerin bir an önce güvenli bir şekilde ailelerine kavuşması gerektiğini savunuyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen destekçiler, eylem alanında annelerin yanında yer alarak, istediklerinin sadece çocuklarına kavuşmak olmadığını, aynı zamanda terörün sona ermesine dair bir mesaj vermek istediklerini vurgulamakta.
Diyarbakır annelerinin oturma eylemi, yalnızca bireysel bir drama odaklanmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin karşılaştığı büyük bir sıkıntıya da ışık tutuyor. Terör örgütlerinin etkisi altında yaşamaya zorlanan ailelerin, yol gösterici destek arayışları devam ederken, bu tür eylemler halkta bir farkındalık uyandırma rolünü üstleniyor. Umut dolu bu bekleyişin, gelecekte benzer vakalara karşı bir önlem tepki mekanizmasını oluşturması dileği, annelerin yüreklerindeki hissiyatı pekiştiriyor.