CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, “silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklandıktan sonra Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer, Gezi Parkı davası çerçevesinde hüküm giymiş olan Osman Kavala, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ı cezaevinde ziyaret etti. Bu ziyaret, 2025 yılının ilk günlerinde gerçekleştirildi ve Nazlıaka, ziyaretine Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yaklaşık 3 saatlik bir süre ayırdı.
Yapılan ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Aylin Nazlıaka, cezaevindeki tutukluların 2025 yılına dair istek ve beklentilerini dinlediğini aktardı. Bu bağlamda, Nazlıaka’nın belirttiğine göre, görüştüğü tutukluların hepsi hukukun üstünlüğünün sağlanmasını ve adaletin bir an önce tecelli etmesini talep etti. Bu talepler, adalet sistemine olan inancın ve özlemin bir ifadesi olarak öne çıktı.
Tayfun Kahraman’ın Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurunun bir an evvel değerlendirilmeye alınmasını istediklerini belirten Nazlıaka, tutuklu olduğu sürece adalet talebinin gecikmemesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Ahmet Özer’in 66 gündür tutuklu olduğuna dikkat çeken Nazlıaka, gizlilik nedeniyle avukatlarının dosyaya ulaşımının engellendiğini vurguladı. Özer’in dosyasındaki gizlilik kararının kaldırılması ve iddianamenin bir an önce yazılarak hukuki sürecin başlaması gerektiğini belirtti.
Aylin Nazlıaka, Osman Kavala’nın ise Türkiye’nin içinde bulunduğu barış ortamının demokratik bir yapı ile pekiştirilmesi gerektiğini, bunun için de güçler ayrılığı ilkesinin uygulanmasının ve yargının bağımsız bir şekilde hareket etmesinin şart olduğunu dile getirdi. Kavala’nın bu anlamda demokrasi taleplerini açık bir şekilde ifade ettiği de vurgulandı. Can Atalay’ın ise, seçilmiş bir milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapmak istediği, dolayısıyla milletvekili olarak kendisini seçen seçmenlerine karşı olan sorumluluğunu yerine getirmek arzusunda olduğu aktarıldı.
Aylin Nazlıaka, Ahmet Özer’in bazı mesajlarını da paylaşarak, 66 gündür demokrasi meydanında toplanan arkadaşlarının yanına giderek bu mesajları ileteceğini belirtti. Bu durum, tutuklu olan bireylerin dışarıda kalan arkadaşlarıyla dayanışma içinde olduklarını ve taleplerinin arkasında durduklarını gösteriyor.
Sonuç olarak, Aylin Nazlıaka’nın cezaevi ziyareti, hem tutuklu bireylerin yaşadığı adaletsizlikleri gündeme taşımak hem de demokratik taleplerin önemini vurgulamak açısından oldukça anlamlı bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu temaslar, tutukluların sesi olmanın yanı sıra, demokrasi ve adaletin öncelikli hale gelmesi için gerekli katkıyı da sağlayabilir.