Hatay ilinin Dörtyol ilçesinde, 2023 yılının Ağustos ayında meydana gelen trajik bir olayda, 3 yaşındaki bir çocuk sulama kanalında boğulma tehlikesi geçirmişti. Bu olay, hem yerel halkı hem de çocuk güvenliği konularında farkındalık yaratmayı amaçlayan yetkilileri ciddi şekilde etkilemişti. Boğulma tehlikesi geçiren çocuk, 5 ay boyunca tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Olayın detaylarına bakıldığında, çocuğun oyun oynarken sudan uzak durmanın önemini göstermesi açısından büyük bir öğretici ders sunduğunu söylemek mümkündür. Her yıl dünya genelinde birçok çocuk, su kaynaklarının yakınında yeterince dikkat edilmemesi nedeniyle benzer tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle yaz aylarında suya çok daha fazla maruz kalan çocukların güvenliğini sağlamak, ebeveynlerin ve bakıcıların en öncelikli görevleri arasında yer almalıdır.
Hatay’da yaşanan bu olay, sadece bir ailenin değil, tüm toplumun yüreğini burkan bir kayıp oldu. Çocuğun hastanedeki tedavi süreci boyunca, ailenin yaşadığı zorluklar ve hastane ortamındaki mücadeleleri, toplumda bir dayanışma ruhunu da beraberinde getirdi. Yerel medyada ve sosyal medya platformlarında bu durumun paylaşılması, benzer olayların yaşanmaması için toplumda bir bilinç oluşturma çabaları artmasına neden oldu.
Ağustos ayındaki olayın ardından, çocuk her geçen gün daha fazla tedavi görmüş, aile ise umutla çocuğun iyileşmesini beklemiştir. Ancak maalesef beklenen iyileşme gerçekleşmedi ve çocuk, tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu. Bu durum, herkesin dikkat etmesi gereken bir seviyede tehlike arz eden su kaynaklarında güvenliğin ne kadar öncelikli olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Son olarak, bu tür olayların önüne geçmek için toplumda bilinçlendirme çalışmaları yapmak son derece önemlidir. Okullarda, yerel yönetimlerde ve toplum merkezlerinde su güvenliğiyle ilgili kurslar düzenlenmesi, ebeveynlere, bakıcılara ve çocuklara yönelik bilgilendirici seminerler verilmesi, boğulma olaylarının azaltılmasına katkı sağlamak açısından olumlu sonuçlar doğurabilir. Ayrıca, sulama kanalları gibi tehlikeli alanların güvenli bir şekilde kapatılması ve bu bölgelerde alınacak önlemler, bu tür üzücü olayların yaşanmasının önüne geçmek açısından kritik bir rol oynamaktadır.
Bu olayın ardından toplum genelinde, su kenarlarında çocukların daha dikkatli gözlemlenmesi gerektiği konusundaki farkındalık artmış olsa da, yapılması gereken daha çok şey olduğu aşikar. Chaçik giyen çocuklar ve suya meraklı olan diğer çocuklar için özel gözlem ve dikkat artıran uygulamalar, toplumda korunmaya muhtaç bireyler için önleyici bir yaklaşım sergilenmesini sağlayacaktır. Sonuç olarak, yaşanan bu acı kayıp, çocuk güvenliği konusundaki algıları güçlendirmek ve bu tür felaketlerin önlenmesi adına harekete geçmek için bir uyarı niteliği taşımaktadır.