1. Haberler
  2. Bursa Gündem
  3. Basın Özgürlüğü İmajı Dezenformasyona Hizmet Edemez

Basın Özgürlüğü İmajı Dezenformasyona Hizmet Edemez

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türk-Alman Medya Forumu”nda yaptığı konuşmada, forumun ilkinin Şubat ayında Afrika kıtasındaki medya mensuplarıyla gerçekleştirildiğini hatırlattı.

Medya alanında işbirliklerini güçlendirerek stratejik diyalog zeminleri oluşturmanın yanı sıra, dünyanın ve medyanın seyrini değerlendirip çözüm önerileri sunmayı amaçladıklarını belirten Altun, 2025 yılı boyunca benzer etkinliklere devam edeceklerini vurguladı.

“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak ev sahipliği yaptığımız medya forumları, içinde bulunduğumuz küresel belirsizlik ve kaos döneminde daha anlamlı hale geliyor. Bu durumu ‘yeni dünya düzensizliği’ olarak adlandırabiliriz. Düzensizliği anlamak, düzeni anlamaktan daha karmaşık bir süreçtir. Bu noktada medya mensupları, kritik bir görev üstlenmektedir. Medya, yerel, bölgesel ve küresel dinamikleri anlamlandırarak topluma gerçekleri aktarma misyonunu üstlenmelidir. Bugün, ticaret savaşlarının algı savaşlarıyla iç içe geçtiği, güvenlik endişelerinin küresel çapta yayıldığı, krizlerin birbirini takip ettiği bir çağda, bildiğimiz dengelerin değiştiğine tanık oluyoruz.”

“HAKİKATİ DUYURMAK İÇİN ÇABALAYAN 211 GAZETECİ KATLEDİLDİ”

Türkiye’nin, küresel belirsizlikler karşısında barış, huzur ve istikrar sağlama mücadelesinde önemli bir aktör olduğunu ifade eden Altun, şunları söyledi:

“Türkiye, tutumunu bölgesel ve uluslararası krizlerde kararlı bir şekilde sürdürmüştür. Örneğin, 3 yıldır devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı’nda büyük yıkımlar ve acılar yaşandı, milyonlarca insan yerinden edildi. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde, krizin savaşa dönüşmemesi için büyük çaba sarf ettik. Hemen ardından Rusya ve Ukrayna heyetlerini önce Antalya, ardından İstanbul’da bir araya getirdik ve Tahıl Koridoru Anlaşması’nı imzalayarak bir gıda krizinin önüne geçtik. Bugün hâlâ iki tarafla görüşmelerimizi sürdürüyor, adil bir çözüm için çabalıyoruz. Ayrıca, Türkiye, İsrail hükümetinin Filistin’de gerçekleştirdiği soykırımları durdurma mücadelesinde de kararlı bir tutum sergilemektedir. Bu mücadeleye uluslararası alanda destek verilmesi gerektiğini vurgulamak isterim.”

Altun, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana 50 binden fazla Filistinliyi öldürdüğünü belirterek, hayatta kalanların da açlıkla karşı karşıya kalmalarına dikkat çekti. “Hakkı arayan 211 gazeteci, görevi başındayken katledildi. Son günlerde ise İsrail, Gazze’de hakikatin peşinde koşan gazetecilerin çadırını bombalayarak bir gazeteciyi diri diri yakma noktasına getirdi.” ifadesini kullandı.

Öldürülenlerin yalnızca gazeteciler değil, aynı zamanda hakikat olduğuna vurgu yapan Altun, “Filistin’deki durumun ciddiyetini anlamak için Yahudi bilim insanı Norman Finkelstein’ın şu sözlerini anımsayalım: ‘Gazze’de altı ayda ölen çocuk sayısı, dünyadaki diğer savaş bölgelerinde üç yılda ölen çocuk sayısının dört katıdır.’ Bu haklı soruya ek olarak şu kritik soruyu da sormalıyız: İsrail hükümetinin son 18 ayda ihlal etmediği bir değer, norm veya kural kaldı mı?” dedi.

“Türkiye’nin olmadığı bir güvenlik mimarisi, Avrupa için çözüm üretmez”

Altun, Türkiye’nin Suriye, Libya, Somali, Sudan, Kafkaslar ve Balkanlar gibi bölgelerde barışın sağlanmasında öncü rol oynamaya devam edeceğinin altını çizerek, “Ülkemiz, ‘Daha adil bir dünya mümkün’ bakış açısıyla tüm kriz alanlarındaki mücadelelerini derinleştiriyor.” şeklinde konuştu.

Altun, mevcut uluslararası sistemin, itibar kaybı yaşadığını ifade ederek, “Bugün ABD’nin yeni liderle değişen öncelikleri, uluslararası sistemin temel unsuru olan NATO’ya yaklaşımını ve ticari kararlarını Avrupa’yı ciddi şekilde etkiliyor. Ekonomik kaygıların yanı sıra güvenlik zafiyetlerinin öne çıktığı bir dönem geçiriyoruz. Avrupa Birliği, savunma bütçesini artırarak güvenlik arayışını sürdürmeye çalışıyor ama Türkiye’nin içinde olmadığı bir güvenlik mimarisi Avrupa için kalıcı çözümler getiremez.” dedi.

Almanya-Türkiye ilişkilerinin tarihi derinliğine dikkat çeken Altun, iki ülkenin yaşadığı pek çok zorluğa ve Birinci Dünya Savaşı’nda aynı cephede savaştıklarına değindi.

İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın büyük yıkımlar yaşadığını hatırlatan Altun, “Ülkenin yeniden inşası esnasında Türkiye ve Türk vatandaşları önemli roller üstlendi. Bugün Türkiye kökenli 3,5 milyon insan Almanya’da yaşıyor. Almanya’da siyaset, sanat, ticaret, kültür ve spor gibi her alanda Türklerin varlığı oldukça değerli.” sözlerini kullandı.

Ancak, Almanya’da uzun süre yaşayan Türklerin kendilerini güvende ve eşit hissetmelerinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Altun, Avrupa’da yükselen ırkçılığın tüm dünyada görülen bir sorun olduğunu kaydetti. “Irkçılık insanlık suçudur ve bu suç karşısında ortak çözüm geliştirmek zorunludur.” diyerek, herkese bu noktada sorumluluk düştüğünü belirtti.

ORTAK PROJELER HEDEFLENİYOR

Altun, Türkiye ve Almanya’nın işbirliğini ırkçılıkla mücadelede de artırması gerektiğini, Türkiye’nin bu konudaki desteğe hazır olduğunu ifade etti. Aralarındaki bağların kuvvetli olduğunu vurgulayan Altun, her yıl 7 milyon Alman’ın Türkiye’yi ziyaret etmesinin ve yıllık 50 milyar doları aşan ticaret hacminin iki ülke arasındaki yakın ilişkilere işaret ettiğini kaydetti.

Altun, Türkiye’nin kamu yayıncıları ve özel medya kuruluşlarının işbirliği için gerekli altyapıya sahip olduğunu belirterek, “Medya çoğulculuğuna katkı sunmak, etik ilkelere bağlı kalmak ve dezenformasyonla mücadele konularında birlikte projeler geliştirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Ayrıca, gerçek ve güvenilir bilgilere erişimin önemine vurgu yaparak, “Uluslararası işbirlikleri ile bu imkanları daha etkin kullanabileceğimize inanıyorum.” diyerek, medyada hakikatin temsilinin güçlendirilmesinin gerekliliğini belirtti.

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KİSVESİ ALTINDA, DEZENFORMASYONA GÖZ YUMULAMAZ”

Altun, medyanın toplum yararını gözetmesi gerektiğini ve aşırı uçlarla terör örgütlerinin medya üzerinde belirleyici olmalarına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. “Basın özgürlüğü, etik ilkeler çerçevesinde, insanlığın en büyük kazanımlarındandır. Ancak, basın özgürlüğü kisvesinde dezenformasyonun yayılmasına izin verilmemelidir. Medya, yalnızca taraf oldukları görüşleri savunmayarak, her kesime hitap etmelidir. Terör örgütü propagandası yapan kişilerin medyada yer bulması, güveni zedeler.” dedi.

Son olarak Altun, “Yeni teknolojilerin yanlış ve yanıltıcı bilgilerin yayılmasına izin vermemek için kurumların medya yapılarıyla işbirliği içerisinde doğru bilgi ile hakikati savunması önemlidir.” ifadelerini kullandı.

Diğer Güncel Haberler için tıklayın


0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Basın Özgürlüğü İmajı Dezenformasyona Hizmet Edemez

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.