MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sert bir yanıt verdi. MHP lideri, “CHP’nin asıl amacı, sokak ve boykot çağrılarına dayanarak iç isyan çıkarmak, siyasi ve toplumsal anarşiyi tetiklemektir. Ancak ne CHP ne de bu partiyi yöneten dış güçler kirli emellerine asla ulaşamayacaklardır” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı ayrıca, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde meydana gelen hırsızlık, rüşvet ve yolsuzlukla ilgili iddialar nedeniyle Silivri Cezaevi’nde bulunan Ekrem İmamoğlu’nun mahkeme süreçlerinin ivedilikle sonuçlandırılması gerekmektedir” şeklinde bir açıklamada bulundu.
Bahçeli’nin mesajında şunlar yer aldı:
“Siyasetin dost-düşman ayrımına tabi tutulması, milli ve manevi değerlerin aleyhine hareket edilmesi, hukukun temel ilkelerinin ihlal edilmesi, ciddi hukuk ve demokrasi sorunlarına yol açacaktır.
CHP, Türkiye’yi bir karanlığa sürüklemek amacıyla kriz, kaos ve kargaşa siyasetine hız kazandırmaktadır. Bu durum, içindeki azgın ihtirasların etkisiyle daha da ağırlaşmıştır.
Dünyada yaşanan olağanüstü gelişmelerin ardından CHP’nin, siyasi iktidarı hedef alarak hukuka ve demokrasiye saldırıda bulunması, ilkesizlik ve izansızlık örneğidir.
Partinin bazı isimlerinin saldırgan bir üslupla kamuoyunu yanıltmaya çalışması, öyle bir noktaya ulaşmıştır ki, bu durum, ihanet sınırına kadar dayanmaktadır.
Özgür Özel’in siyasi tutumu, kaybedilmiş bir otokontrol, yok sayılan bir onur hali ve cehaletle birleşen bir küstahlık örneği olarak değerlendirilmektedir.
Ülkesini ve milletini seven, hukukun üstünlüğüne inanan bir siyasetçinin böyle bir çirkinliğe yönelmesi, sadece ayıplı bir durumu ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda bir ahlaki ve politik çöküşü de gözler önüne sermektedir.
CHP’nin genel merkezinin, Silivri’deki durumu hakkında ifade edilenler abartılı değildir; bu durum, kaçak ve gayri resmi bir şekilde tasvir edilmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tek adam rejimi olarak karalamaya çalışan CHP Genel Başkanı, sadece bir trajediyi gözler önüne sermektedir.
CHP Genel Başkanı’nın, yargı sürecini hedef alan tavrı, hem yanıltıcı hem de basit bir siyaset cambazlığı olarak nitelendirilmektedir.
Sonuç olarak, CHP’nin nihai amacı sokak ve boykot çağrılarıyla siyasi bir istikrarsızlık yaratmak olduğu gözlemlenmektedir. Ancak bu amaçlarına ulaşmaları olası değildir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde karşılaşılan yolsuzluk iddiaları dolayısıyla Ekrem İmamoğlu’nun yargı süreçlerinin hızla sonuçlanması elzemdir.
Tanık ifadeleri ve delillerin dava dosyasına eksiksiz eklenmesi, sürecin tamamlanması adına önem arz etmektedir. Eğer Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beraatine, suçluysa adaletin yerini bulmasına yönelik işlemler acilen yapılmalıdır.
Televizyon ve sosyal medya aracılığıyla yolsuzlukla suçlanan birinin meseleleri hakkında yapılan tartışmalar, toplumun dikkatine sunulmakta, vatandaşlar bu tür manipülasyonların kurbanı olmamalıdır.
CHP Genel Başkanı’nın, iktidara olan merakını ve menfaatlerini savunan tutumuna karşı herhangi bir akıl ve vicdan sahibi vatandaş kalmamıştır.
İmza kampanyalarının, suçlamalara maruz kalan bir zanlının cezaevinden erken çıkabileceğine dair başlatılması ise, siyasi bir aldatmacadır.
Özgür Özel’in imza toplamasının sonuçları ne olacak? Hangi sonuca varılacak? Bu tür eylemlerin geçerliliği tartışmalıdır.
Demokrasi, herhangi sahte imzalarla değil, milletin iradesiyle şekillenmektedir.
CHP’nin Cumhurbaşkanı aday belirlerken uyguladığı yöntemler de ironiktir. Partinin, ana akım demokrasiden uzak bir şekilde tek bir aday üzerinden yasal bir süreç yürütmesi, sahte bir demokrasi sergilemektedir.
Bununla birlikte, Cumhurbaşkanımıza verilen oy sayısı, CHP’nin sözde demokrasi seferberliğinde oy kullananların sayısının çok daha üzerindedir.
Özgür Özel, CHP üyelerinin oyu ile ilgili rakamlar sunarken, Cumhurbaşkanımızın 28 Mayıs 2023 seçiminde aldığı oy sayısını görmezden gelmiştir.
CHP’nin eski dönemlerinden alışılmış ‘açık oy gizli tasnif’ biçimiyle yürüttüğü sayım, hâlâ mevcut durumu yeterli bir biçimde yansıtmaktan uzaktır.
Cumhur İttifakı, Türkiye için oluşan her türlü tehlikeye karşı durmaya, bu tür çabaları bölgesel anlamda bertaraf etmeye muktedirdir.
Özgür Özel’in, yabancı kaynaklara ülkeyi şikayet etmesi, uluslararası alanda Türkiye’ye yönelik olumsuz bir referans yaratacaktır ve bunun bedeli ağır olacaktır.
Terörsüz Türkiye’nin gelişmişliği sürerken, CHP’nin bozucu politikaları başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Özgür Özel’in şuursuz ve bilinçsiz politikaları, elbette ki sıkıntılı bir sonuç doğuracaktır.
Türkiye Cumhuriyeti, yabancıların etkisi altında kalacak bir zihniyete teslim edilmeyecektir. Bu kararlılığı gösteren, büyük Türk milletidir.
