Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dolandırıcılık davasında, Bahar Candan ve Nihal Candan’ın da aralarında bulunduğu 21 sanığa yönelik duruşma devam etti. Duruşmada, dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan’a 44 yıla kadar, Gülnihal Çiçek ismiyle bilinen Nihal Candan’a ise 24 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Önceki duruşmada tahliye edilen tutuksuz sanık Bahar ile ablası Nihal Candan duruşmaya katılmazken, çeşitli müştekiler hakim karşısına çıktı ve ifadelerini verdiler.
Duruşmada ifade veren müştekilerden Kübra Büyükyıldız, dolandırıcılığı şu şekilde anlattı: “Kars’ta bir arkadaşım vardı. Onunla sanık Hacı İsrafil Sağlam tanışıyormuş. Onların aracılığıyla ucuz araba alma muhabbetinden haberdar oldum. Arkadaşım bana araçtan memnun olduklarını ve sorun yaşamadıklarını söyledi. Araç listesini bana attılar ve ben para gönderdim. Araç 2 ay içinde gelecekti fakat 5 ay geçmesine rağmen teslim edilmedi. Sonunda arkadaşım durumu kontrol etti ve beni dolandırdıklarını söyledi. Ancak param geri iade edildi.” Büyükyıldız’ın ifadesi, dolandırıcılığın nasıl işlediğine işaret ederken, başka müştekiler de benzer taleplerde bulundu.
Bir diğer müşteki Metin Abdioğlu, dolandırıcılığın detaylarını aktarırken, sanık doktor Refik Ersin Eroğlu’nun uygun fiyatla araç sattığını duyduğunu belirtti. Eroğlu ile görüşen Abdioğlu, bu şahsın TMSF’den ihale yoluyla araç aldığını ve komisyonla sattığını söyledi. Abdioğlu dört araç sipariş etti ve tüm parayı gönderdi fakat araçlar zamanında teslim edilmedi. Eroğlu ile sürekli iletişimde kaldığını belirten Abdioğlu, nihayetinde Eroğlu’nun kendisine “Siyasete gireceğim, oradan gelen parayla zararını karşılayacağım” dediğini vurguladı. Abdioğlu, yaşadığı zarardan dolayı şikayetçi olduğunu ifade etti.
Duruşmanın ardından, mahkeme tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianamede belirtilene göre, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan dosyada toplamda 38 müşteki ve 21 sanık yer almakta, Bahar ve Nihal Candan’ın da aralarındaki yerleri ifade edilmiştir. İddianamede, ünlülerin sosyal medya fenomenleri olmaları sebebiyle, dolandırıcılık eylemlerinde aktif rol oynadıkları bilgisi özellikle vurgulanmıştır.
İddianamede ayrıca, dolandırıcılığın nasıl organize edildiğine dair bilgiler yer almıştır. Suç örgütü lideri Onur Apaydın’ın, Alisya Bahar Candan üzerinden suç gelirlerinin aklanmasına dair bankacılık faaliyetleri gerçekleştirdiği, bunun yanı sıra Bahar Candan’ın örgüt içerisinde önemli bir role sahip olduğu belirtilmiştir. Hacı İsrafil Sağlam’ın ise mahkemede verdiği ifadede, Nihal Candan’ın örgüt liderinin sevgilisi olduğu ve toplantılara katıldığını kaydetmiştir. Bu tür ifadeler, dolandırıcılık ağının ne kadar geniş ve karmaşık bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak, dolandırıcılık davası Türkiye’de sosyal medya fenomenlerinin, ünlü isimlerin dolandırıcılık suçlarına karışması ile ilgili önemli bir kamuoyunu bilgilendirme niteliği taşımakta. Dava sürecinin nasıl ilerleyeceği ve sanıkların alacağı cezalar ise hem hukuki hem de toplumsal açıdan büyük bir merak konusu olmaktadır.