Yunanistan’ın önde gelen muhalefet partilerinden biri olan Ülkücüler Partisi’nin (Muhafazakar Parti) kurucusu Terry Hatziieremias, Ayasofya ile ilgili yaptığı paylaşım ve açıklamalarla dikkat çekti. Bu açıklamalar, sosyal medyada oldukça fazla tepki topladı ve tartışmalara yol açtı. Hatziieremias, tarihî ve dini önemi büyük olan Ayasofya’nın statüsü hakkında yaptığı yorumlarla Yunan kamuoyunda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Ayasofya, İstanbul’da bulunan ve uzun süre cami olarak kullanılan, ardından müze statüsüne alınan ve 2020 yılında tekrar cami olarak ibadete açılan bir yapıdır. Bununla birlikte, Yunanistan’da bu durum sık sık siyasi malzeme haline getirilmektedir. Terry Hatziieremias, sosyal medya platformu üzerinden yaptığı paylaşımda Ayasofya’nın büyük bir sembol olduğunu vurguladı ve bu konudaki tartışmaların devam etmesi gerektiğini ifade etti. Bu sözler, Yunan halkı arasında çeşitli tepkilerle karşılandı; bazıları Hatziieremias’ın görüşlerini desteklerken, bazıları ise eleştirdi.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlar arasında, Hatziieremias’ın Ayasofya’nın tarihi ve kültürel önemine atıfta bulunarak ‘bu mirasın korunması’ gerektiğini savunduğu dikkat çekti. Ayrıca, Yunanistan’daki siyasi atmosferde Ayasofya ile ilgili duyarlılıkların nasıl şekillendiğine dair bazı değerlendirmelerde bulundu, bu tartışmaların Yunan toplumunda nasıl yankı uyandırdığı üzerinden kendi siyasi ajandasını öne çıkarmaya çalıştı.
Hatziieremias’ın Ayasofya hakkındaki bu kışkırtıcı açıklamaları, özellikle milliyetçi duyguların ön planda olduğu Yunan toplumunda gerginlik yaratabiliyor. Bazı Yunan liderler ve partiler, Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasına yönelik yaptırımları ve tepkiyi artırmayı hedefleyen bir politika izliyor. Hatziieremias gibi figürler, bu durumu kendi siyasi desteklerini artırmak amacıyla kullanabiliyorlar.
Bununla birlikte, Yunanistan’ın bu konudaki tavırları sadece iç politikayla sınırlı kalmıyor; uluslararası alanda da Türkiye ile olan ilişkileri etkiliyor. Ayasofya, Türkiye ile Yunanistan arasındaki tarihî ve kültürel bağların yanı sıra, iki ülke arasındaki siyasi tartışmalara da ayna tutmaktadır. Hatziieremias’ın açıklamaları, bu ihtilaflı geçmişin nasıl günümüze yansıdığını ve iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerginleşmesine nasıl yol açabileceğini gösteriyor.
Özellikle Ayasofya’nın dünya genelindeki İslam toplulukları tarafından yeniden cami olarak kullanılmasına yönelik tepkiler, Yunanistan’ı daha da hassas bir noktaya sürüklüyor. Hatziieremias’ın sosyal medya üzerinden yayımladığı düşünceler, bu hassasiyetleri tetikleyerek dini ve milli duyguları okşayan bir söylem oluşturmak için bir araç haline geliyor. Bu durum, Türkiye’nin tarihi ve kültürel yapısına yönelik Yunanistan’da süregelen bir endişe ve rahatsızlığın da yansıması olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak, Terry Hatziieremias’ın Ayasofya hakkındaki açıklamaları, hem yerel hem de uluslararası düzeyde sonuçlar doğurabilecek bir tartışma başlattı. Bu tür kışkırtmalar, tarihi yapıların yeniden gündeme getirilmesiyle birlikte, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerginleşmesine ve tartışmaların alevlenmesine neden olabilir. Bu da, Yunanistan siyasetinde bu tür konuların ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.