Dünya genelinde ayrımcı, göçmen ve Müslüman karşıtı politikaların yanı sıra ırkçı tutumların artışı, Avrupa’da da kayda değer birçok ırkçı olayın yaşanmasına zemin hazırladı.
Fransa ve İngiltere‘de ırkçı saldırılar artış gösterirken, Hollanda ve Bosna-Hersek’teki siyasilerin öne çıkan ayrılıkçı söylemleri de krizi derinleştirmiş durumda.
FRANSA’DA DİN KARŞITI SUÇLARDA ARTIŞ GÖRÜLDÜ
Fransa İçişleri Bakanlığı’na bağlı istatistik servisi SSMSI’nın yayımladığı rapora göre, 2024 yılında ülkede ırkçı, yabancı düşmanı ve din karşıtı toplam 16 bin suç gerçekleştirildi. Bu suçların 9 bin 400’ü, yüksek ve orta seviyedeki suç kategorisine girmekte olup, 2023’e kıyasla yüzde 11’lik bir artış yaşandı.
Mağdurların büyük bir kısmını 25 ile 54 yaş arasındaki erkekler ile genellikle Afrika kökenli yabancılar oluşturdu. Paris’teki ırkçı suç oranı, ülke genelindeki diğer bölgelere oranla 3-4 kat daha yüksek olarak belirlendi.
Müslümanlara karşı gerçekleştirilen ırkçı saldırılar da artış gösterdi. Geçtiğimiz yıl, Müslüman engelli bir kadın alışveriş yaptığı esnada saldırıya uğrarken, camilerin cephelerine yönelik ırkçı ifadelerin yazılması da devam etti.
INGILTERE’DE MÜSLÜMAN OLDUKLARI İÇİN 1029 KİŞİ SALDIRIYA UĞRADI
İngiltere’de, son 10 yılın en yüksek ırkçı saldırı ihbarı 2021-2022 döneminde yaşandı. Bu bir yılda polis, toplam 109 bin 843 ırkçı nefret suçu ihbarı aldı.
Mart 2023 ile Mart 2024 tarihleri arasında işlenen nefret suçlarının yüzde 70’ini ırkçı saldırılar oluşturdu. Bu dönemde 140 bin 561 nefret suçu ihbar edildi ve 98 bin 799’u, ırkçı saldırıları kapsamaktaydı.
Ulusal İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, bu sürede ırkçı saldırıya maruz kalanların yüzde 6’sı yaralanırken, yüzde 15’i fiziksel saldırıya uğradı ancak yaralanmadı. Olayların yüzde 31’i Asyalılara, yüzde 31’i beyazlara ve yüzde 24’ü ise siyahlara yönelik gerçekleşti.
Geçen yıl temmuz ayı sonunda başlayıp, ağustosun ilk haftasında sona eren aşırı sağcı şiddet olayları da farklı etnik kökenlerden Müslümanları hedef aldı.
İngiltere’deki Müslüman karşıtı nefret suçlarını kaydeden “Tell MAMA” adlı kuruluş, aşırı sağcıların geçen yıl dışında, Müslüman oldukları düşünülen Güney Asyalı, Arap ve siyahi bireylere, başörtüsü takanlar ve sakallı erkekler ile yerel kıyafet giyenlere saldırdığını bildirdi.
Tell MAMA, dış görünüşleri nedeniyle saldırıya uğrayan Müslümanların sayısını 1029 olarak açıkladı. Bu sayının yüzde 53’ü başörtüsü takarken, yüzde 30’u sakallı ve yüzde 3’ü peçeli olarak kaydedildi.
Müslüman kadınlar cinsiyetçi ve ırkçı saldırıların daha fazla hedefi olurken, erkekler ise cinsellikle ilişkilendirilen istismar iddialarıyla karşı karşıya kaldı. İstismar ithamlarının daha çok Pakistanlıları kapsadığı ifade edildi.
HOLLANDA, AYRIMCILIĞIN EN ÇOK HİSSEDİLDİĞİ ÜLKELERDEN BİRİ
Hollanda’da aşırı sağcı PVV liderinin başkanlık yaptığı koalisyonun kurulmasıyla birlikte kabinede ırkçılık iddiaları ve Fas kökenli Devlet Bakanı’nın istifası, son yıllardaki ayrımcılık sorununu gözler önüne serdi.
Yardımlar ve Gümrükten Sorumlu Devlet Bakanı Nora Achahbar, Amsterdam’da ünlü bir futbol maçı sonrasında bakanlık toplantılarında kullanılan “ırkçı söylemler” sebebiyle istifa etmek zorunda kaldı.
Hollanda İstatistik Kurumu’nun (CBS) verilerine göre, 2023’te her 10 kişiden biri ayrımcılığa maruz kaldığını ifade etti. 1,6 milyon kişiye karşılık gelen bu oran, önceki yıllarla paralellik göstermektedir. Ayrımcılığa sebep olan temel etkenlerin arasında ırk, ten rengi ve milliyet yer almakta.
Avrupa Komisyonu’nun verilerine göre, etnik köken ayrımcılığının en belirgin hissedildiği ülke yüzde 82 ile Hollanda olmuştur.
Bu ülkede, “Çocuk Bakım Yardımı Skandalı” olarak bilinen olay, ayrımcılığın en büyük yansımalarından biri olarak kayda geçmiştir. CBS, Vergi Dairesi’nin hataları dolayısıyla 2015-2022 yılları arasında 2 bin 90 çocuğun ailelerinden ayrıldığını açıkladı.
Vergi Dairesi’nin hatalı hesaplamaları nedeniyle, bazı ailelerden “evrakta sahtecilik” gibi gerekçelerle bakım yardımlarının kesilmesi ve geçmişe dönük büyük miktarlarda para talep edilmesi, ailelerde maddi yıkımlara yol açtı. Bu durumu takiben bu ailelerin çocukları, bakımlarını ihmal ettikleri iddiaları ile devlet tarafından alındı.
Yanlışlığın anlaşılmasıyla birlikte Ocak 2021’de hükümet istifa ederek, mağdur ailelere tazminat ödenmesine karar verdi.
BOSNA HERSEK’TEKİ SIRP ENTİTESİNDE AYRILIKÇI SÖYLEMLER YÜKSELİYOR
Bosna-Hersek, son dönemlerde ayrılıkçı söylemlerin sıkça dile getirildiği bir ülke haline geldi.
Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik, ayrılıkçı söylemlerini somut eylemlere dönüştürerek ülkenin derin bir siyasi krize sürüklenmesine neden oldu. Bosna-Hersek devlet kurumlarına duyduğu güvensizlikle bağımsızlık ilan etmeyi savunan Dodik, paralel yapılar oluşturmayı hedefleyen bir süreci başlattı.
1992-1995 yıllarındaki savaşın ardından Sırp entitesinde Müslümanlara yönelik baskıların da sürdüğü gözlemlenmekte. Bölgedeki camilerin zarar görmesiyle birlikte Müslümanlar, çirkin sözcüklerle hedef alınmaktadır.
