Asya borsalarında, gümrük tarifelerinin etkileri nedeniyle bir satış baskısı gözlemlenirken, Çin’in piyasalara yönelik destekleyici adımları, bölgedeki borsalardan pozitif bir ayrışma göstermesine neden oldu.
ABD hükümetinin Çin’e yönelik son gümrük vergisi uygulamaları, iki ülke arasında yaşanan ekonomik gerginliklerin belirsizliklerini artırarak, risk algısını yükseltti.
Asya piyasalarında gümrük tarife etkileri hissedilmeye devam ediyor. Ancak, Çin yönetiminin ekonomiyi desteklenmeye yönelik atılımları, bu ülkenin borsa performansını olumlu yönde etkiledi ve diğer Asya borsalarından ayrışmasını sağladı.
Çin’de, ekonomiyi canlandırmak ve sermaye piyasalarını güçlendirmek amacıyla, devlet yetkilileri ve düzenleyici kurumların katılımıyla geniş çaplı bir diyalog toplantısının gerçekleştirileceği ve teşviklere yönelik adımlar atılacağı yönündeki gelişmeler, piyasalardaki risk iştahını arttırdı.
Çin’in Devlet Konseyi, Başbakan Li Çiang ile Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen arasındaki telefon görüşmesine dair bilgiler paylaştı.
Bu görüşmede von der Leyen, Trump yönetiminin hayata geçirdiği yeni gümrük tarifelerinin yol açtığı sorunların çözümünün müzakerelerle bulunması gerektiğini vurguladı. Küresel ekonomi için stabilite ve öngörülebilirliğin ne denli kritik olduğuna dikkat çekti.
Von der Leyen, ABD’nin yeni gümrük tarifeleri nedeniyle ortaya çıkan kesintilere yanıt olarak, Avrupa ve Çin’in serbest, adil ve eşit bir ticaret sistemini destekleme sorumluluğuna sahip olduğunu ifade etti.
Görüşmede, Li Çiang’ın Çin ve AB’nin, ABD’nin tarife politikalarının yaratabileceği olumsuz etkilere karşı küresel ekonomiye istikrar kazandırması gerektiğini belirttiği dile getirildi.
Li, Çin’in bu yılki makroekonomik politikalarında çeşitli belirsizlikleri göz önünde bulundurduğunu aktararak, “Dış şoklarla başa çıkmak için yeterli politika araçlarımız var.” şeklinde konuştu.
Analistler, ABD ile Çin arasında süregelen tarife çatışmaları karşısında belirsizliklerin arttığını belirterek, bu durumun pek çok sektörde risk algısının yükselmesine ve yatırımcıların karar alma süreçlerinin zorlaşmasına yol açabileceğine işaret etti.
Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda, bazı zayıf sinyallere rağmen Japon ekonomisinin yavaş bir toparlanma sürecinde olduğunu ifade ederek, çekirdek enflasyonun %2’nin altında kalmaya devam etmesine rağmen kademeli olarak yükselmesi gerektiğini aktardı.
Japonya Maliye Bakanı Katsunobu Kato ise, ABD ile yapılacak ticaret görüşmelerinde döviz kurlarının da gündeme gelebileceğini belirtti. Kato, “ABD tarafından döviz kurları da dahil olmak üzere çeşitli iletişimler oldu, dolayısıyla döviz hareketleri tartışma konularından biri olabilir. Ancak şu an için somut detaylar belirlenmedi.” dedi.
Ek olarak, Hindistan Merkez Bankası, para politikası duruşunu “nötrden” “destekleyici”ye çevirerek ikinci kez temel repo faiz oranını düşürdü. Para Politikası Kurulu, repo faiz oranını 25 baz puan indirerek %6 seviyesine çekti.
Kurul, Mayıs 2020’den bu yana ilk kez Şubat ayında çeyrek puanlık bir indirimle faiz oranlarını düşürmeye başlamıştı. Yeni Zelanda Merkez Bankası da beklenildiği üzere gösterge faiz oranını 25 baz puan indirerek %3,50 seviyesine düşürdü.
Bugün açıklanan verilere göre, Japonya’da mart ayında tüketici güven endeksi 34,1’e inerek aylık bazda tahminlerin üzerinde bir düşüş gösterdi. Ülkede mart ayındaki makine siparişleri ise yıllık bazda %11,4’lük bir artış sergiledi.
Bu gelişmeler ışığında, Japonya’da Nikkei 225 endeksi %3,8 düşüşle 31.764 puandan, Güney Kore’de Kospi endeksi ise %1,7 azalışla 2.293 puandan kapanırken, Çin’de Şanghay bileşik endeksi %1,3’lük bir artışla 3.186 puana ulaştı.
Hong Kong’da Hang Seng endeksi %0,1 kayıpla 20.110 puandan ve Hindistan’da Sensex endeksi %0,4 düşüşle 73.936 puandan işlem görüyor.