Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şenay Aşık Nacaroğlu, oküloplastik cerrahinin göz kapağı düşüklüğüne yönelik hem estetik hem de fonksiyonel çözümler sunduğunu vurgulamaktadır. Göz kapaklarındaki estetik ve fonksiyonel sorunlar, zamanla göz kapağı düşüklüğüne yol açmakta, bu durum gözü etkileyerek hem görme konforunu azaltmakta hem de kişinin yüz estetiğini bozabilmektedir.
Doç. Dr. Nacaroğlu, halk arasında “kapak estetiği” olarak adlandırılan bu özel cerrahi yöntemin, bireylerin görme konforu ve estetik görünümünü nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde açıklamaktadır. Cerrahilerin genel olarak görsel sorunların yanı sıra kişilerin günlük yaşantısını da olumlu yönde etkilediği görülmektedir.
Üst kapak cerrahileri genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilirken, daha geniş kapsamlı olan dört kapak cerrahileri genel anestezi altında yapılmaktadır. Nacaroğlu’nun ifade ettiği üzere, “Üst kapak cerrahisi yaklaşık 30-40 dakika sürmekte ve hastalar aynı gün içerisinde taburcu edilmektedir”. Ameliyat sonrası süreçte hastalara 48 saat boyunca saat başı buz uygulaması önerilmektedir. Üçüncü günden itibaren hastalar günlük yaşamlarına dönüş yapabilirken, dikişler bir hafta sonunda alınmakta ve deniz veya havuz gibi aktivitelerine katılmaları mümkün olmaktadır.
Alt kapak cerrahileri ise genellikle daha uzun süren ve daha kapsamlı işlemler gerektiren müdahalelerdir; bu sebepten dolayı genel anestezi tercih edilmektedir. Alt kapaklardaki torbalanmalar ve cilt fazlalıkları için, içten dikişsiz ya da dıştan dikişle cerrahiler yapılmaktadır. Doç. Dr. Nacaroğlu, bu sorunların bazı hastalarda genetik yatkınlığın, bazılarında ise çevresel faktörler gibi sigara gibi unsurların neden olabileceğini belirtmektedir.
“GENELLİKLE AĞRISIZ BİR SÜREÇ YAŞANIR”
Nacaroğlu, oküloplastik cerrahinin uzun vadeli sonuçlar doğurduğunu belirterek, bu cerrahilerin görme kaybına yol açmadığını, aksine kapak düşüklüğü yaşayan hastaların estetik cerrahiden faydalanarak baş ağrısı gibi rahatsızlıklardan kurtulabildiğini aktarmaktadır. Ameliyat sonrası dönemin ise hastalar için oldukça konforlu geçtiği ifade edilmektedir. “Genellikle ağrısız bir süreç yaşanır. İlk birkaç gün hafif şişlik ve morluk gözlemlenebilir, ancak bir hafta içinde bu etkiler tamamen geçmekte ve hastalar normal yaşantılarına rahatlıkla dönebilmekte” açıklamasında bulunmuştur.
Hastaların oküloplastik cerrahiyi düşünmeleri durumunda detaylı bir göz muayenesinden geçmelerinin önemini vurgulayan Nacaroğlu, bu cerrahilerin hastaların özel şikayetlerine uygun olarak planlandığını belirtmektedir. Estetik ve fonksiyonel açıdan daha iyi bir görünüm ve yaşam kalitesi sağlamak için uzman bir değerlendirme yapılmasının şart olduğunu ifade etmektedir.
