Figen Yüksekdağ, DEM Parti’nin Cezaevi Ziyaretinden Sonra Açıklama Yaptı
Eski HDP (Halkların Demokratik Partisi) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 2025 yılının Ocak ayının 13’ünde sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı. Yüksekdağ, DEM Parti (Demokrasi ve Emek Hareketi Partisi) heyetinin gerçekleştirdiği cezaevi ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ve tutuklu bulunanların durumuna dikkat çekti.
Yüksekdağ, “Cezaevleri, hukuksuzlukların en üst seviyede yaşandığı yerler haline geldi. Hem tutukluların hem de ailelerinin yaşadığı mağduriyetler gün geçtikçe artıyor,” ifadeleriyle tutuklu bulunan insanların yaşam koşullarına yönelik kaygılarını dile getirdi. DEM Parti’nin ziyaretinin bu konulardaki farkındalığı artırma açısından önemli olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, bu tür ziyaretlerin süreklilik arz etmesi gerektiğini belirtti.
Ayrıca, Yüksekdağ, tutuklu siyasi figürlerin, özellikle de kadınların maruz kaldığı uygulamaları eleştirdi. “Kadın tutukluların yaşadığı baskılar ve ayrımcı muameleler kabullenilemez,” diyen Yüksekdağ, bu durumun toplum açısından bir sorun teşkil ettiğini ifade etti.
Figen Yüksekdağ sözlerinin devamında, belirli bir grup insanın adalet sisteminden mahrum bırakıldığını ve bunun toplumda derin yaralar açtığını kaydetti. “Hiç kimse, düşünceleri yüzünden cezaevi kapılarına mahkum edilmemeli,” diyerek adalet ve eşitlik vurgusu yaptı. Yüksekdağ, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ve insanlık onurunu zedeleyen koşullara dikkat çekerek, hükümeti bu konuda daha duyarlı olmaya çağırdı.
Cezaevi ziyaretleri sonrasında duyulan üzüntü ve endişeleri de dile getiren Yüksekdağ, “Ziyaret sırasında gördüklerimiz, insanlık onuruna yakışır bir durum değildi. Bir an önce bu sorunlara çözüm bulmak için adımlar atılmalı,” şeklinde konuştu. Yüksekdağ, ziyaretin belli bir sürede gerçekleştirilmiş olmasının bile önemli olduğunu, ancak bu tür eylemlerin kalıcı bir siyasi değişim yaratması gerektiğini vurguladı.
Figen Yüksekdağ’ın açıklaması, Türkiye’deki cezaevlerinde tutuklu bulunan insanların yaşadığı sorunlar ve bunlara yönelik toplumsal duyarlılık açısından dikkat çekici bir durumu ortaya koydu. Yüksekdağ, toplumsal adalet ve özgürlük mücadelesinin devam etmesi gerektiğini de belirterek sözlerini sonlandırdı.