Marmara Denizi’nde, 10 Ocak 2025 sabahı, Bakırköy ve Yeşilköy açıklarında yeniden görülen müsilaj, yerel sakinlerde ve çevrecilerde tedirginlik yarattı. Bu durum, deniz ekosisteminde önemli bir tehlike sinyali olarak değerlendirilirken, aynı zamanda önceki yıllarda yaşanan müsilaj sorununu da gündeme getirdi.
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü‘ne bağlı uzman ekipler, müsilajı incelemek amacıyla bakir olan Bakırköy-Yeşilköy açıklarına dalış gerçekleştirdi. Bu çalışma, deniz salyası olarak bilinen müsilajın durumu hakkında daha fazla bilgi edinmeyi amaçlamakta ve bölgedeki deniz ekosisteminin sağlığını değerlendirmeye katkıda bulunmayı hedeflemekteydi.
Ekipler, denizin 0-25 metre derinliğinde yoğun bir müsilaj bulgusuna ulaştılar. Su altındaki görüntüler, müsilajın bu derinlikte geniş bir alana yayıldığını gösteriyordu. Görülen müsilaj yoğunluğunun, 25 metre derinlikten sonra azalmaya başladığı belirtildi. Bu durum, müsilaj oluşumunun belirli derinliklerde etkili olduğunu ve deniz tabanındaki ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yarattığını düşündürmektedir.
Deniz salyası olarak bilinen müsilaj, hipooksik (oksijen seviyelerinin düşük olduğu) koşullarda fazla besin yüklenmesinden kaynaklanarak ortaya çıkar. Bu fenomen, denizlerde aşırı alga büyümesine sebep olan çevresel faktörlerden etkilenmektedir. Marmara Denizi, tarihsel olarak bu tür doğal olaylardan etkilenmiş; bu durum, bölgedeki balıkçılık ve deniz turizmi gibi temel ekonomik sektörleri de olumsuz etkilemiştir.
Ayrıca, müsilajın varlığı deniz ekosisteminin dengesini tehdit etmekte; bu da balıkların üreme döngüsü, sağlığı ve biyolojik çeşitliliği üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Uzmanların ifade ettiğine göre, denizlerde aşırı alga büyümesi, oksijen tüketiminin artmasına ve su kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Bu durum, hem deniz canlılarının hem de çevredeki insan yaşamının tehlikeye girmesine yol açabilir.
Marmara Denizi’nin ekosistemden gelen bu tür uyarılara karşı dikkatli olunması gereken bir alan olduğu artık daha belirgin hale gelmektedir. Yerel yönetimlerin ve çevresel organizasyonların bu sorunla mücadelede daha etkili ve koordineli bir çalışma yürütmesi gerekmektedir. Müsilaj sorununun çözümü için su kaynaklarının kirlenmesinin önlenmesi, denizlerin temizlenmesi ve su kalitesinin iyileştirilmesine yönelik stratejilerin geliştirilmesi kritik önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’nde tekrar ortaya çıkan müsilaj, hem çevresel hem de ekonomik açıdan önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durumun sürdürülebilir çözümlerle ele alınması, deniz ekosisteminin sağlığının korunmasında hayati bir rol oynamaktadır. Yerel halkın ve yetkililerin bu konuda bilinçlenmesi, Marmara Denizi’nin geleceği için kritik bir adım olacaktır.